Doktor, ameliyatta olduğu için kısa bir süre bekledik. Bu esnada yanımda hastanenin medya ve iletişim uzmanı Ahmet Oğuz Gündüz ağabeyim ve bana eşlik eden kardeşim Makbule ile sohbet ediyorduk, benim hala ayağım sızlıyor, canım yanıyordu. Doktorun biran önce gelmesini ve ayağımın nerelerinin ağrıdığını, canımın nasıl yandığını söylemek için sabırsızlanıyordum.

Değerli Gündüz ağabeyim ile sohbet esnasında konu 17 Aralık'a geldi, yani bugünden tam bir ay öncesine. O kara gün. 17 Aralık. Kayseri'de kahpe PKK'nın kalleş saldırısı ile komandolarımıza pusu kurulmuş, 14 askerimiz şehit olmuş, 56 kişi de yaralanmıştı. Aradan 1 ay geçmişti. Unutmamıştık, unutamıyorduk. O gün nasıl unutulabilirdi ki? 

Eski gazeteci olan Ahmet Oğuz Gündüz, iki askerimizin halen Memorial Hastanesi'nde tedavi gördüğünü, bir kahramanımızın gözlerinden sürekli ameliyat olduğunu ve yavaş yavaş gözlerinin gördüğünü söyledi. 'Oh be çok şükür' diyerek tam seviniyorken, diğer askerimizin onlarca ameliyat geçirdiğini ama ayağının birini kurtaramadıklarını ve bileğinden kesildiğini belirtince kafamdan aşağı kaynar sular döküldü. 

Nasıl yani? Ayak mı?

Şu parmak ucumuzu bir yere vurduğumuzda bile canımızın yandığı, burkulduğunda bile zendelediğimiz ve ayakta duramadığımız, yanlışlıkla üzerine basıldığında tırnağı dahi acıyan...  ayak mı?  

Kelimeler kifayetsiz kaldı, yutkunduk, konuşamadık. Söz bitti... 

Doktor geldi, hastaneye gelirken acılar içindeki ben adeta buz tutmuştum ve burkulan ayağımın acısını unutmuş halde doktorun odasına girdik. 'Geçmiş olsun, neyiniz var?' sorusuna 'Hiç, önemli bir şey değil, sanırım burkuldu' diyebildim. Bu cennet vatan için askerimizin ayağını kesmek zorunda kalan belki doktor, bu doktordu. İçinde neler yaşadığını tahmin bile edemeyeceğimiz o doktorun çok fazla zamanını almadan odadan çıktık.

Utanarak, sıkılarak evimize gittik. 

Allah aziz şehitlerimize rahmet eylesin, mekanları cennet olsun. Gazi dendiği zaman burnunun kanadığını ya da hafif sıyrıklar atlattığını düşündüğümüz ancak bu vatan için ayağını, kolunu, bacağını ve gözünü feda eden kahraman gazilerimize ise biran önce acil şifalar diliyorum. 

Bugün o kalleş saldırının ardından tam 1 ay geçti. N'olur unutma Kayseri, unutturma Kayseri...  Şehitlerini, gazilerini, annelerini, babalarını, kardeşlerini, sevdiklerini, çocuklarını unutma Kayseri...

Şehitlerimiz, Gazilerimiz... Hakkınızı helal edin...