müsabakadan sonra Kayseri halkının hem bu düşünceleri benimseyip, hem de oynanamayan oyunu izledikten sonra çelişkiye düşeceği aşikardır. Tamamen kopuk olan ve takım olmanın unsurlarını son maçta yerine getiremeyen takımımızın bu şekilde futbol oynaması herkesi üzmüştür. Ben bu durumun ‘’rehavete kapılma sendromu’’ olduğunu ve buna bağlı olarak umursamaz futbol oynadıklarını düşünüyorum. 

Defans hattı ne kadar güven verse de orta saha ve ileri üçlünün verimlilik sağlayamaması maalesef bu sonucu doğurdu. Şu veya bu oyuncuyla başlamalıydı tartışmalarına girmek yerine, takımın takım olma unsurlarını yerine getirmemesini tartışmamız gerekiyor. Evinizde oynadığınız bir maçta bu kadar az pozisyona girip, bu denli az mücadele ettiğiniz zaman bu sonuçlarla karşılaşmak şaşırılmayacak bir hadise oluyor. Başarının sırrı takım olabilmekte. Arkadaşlığın, fedakarlığın, birliğin olduğu yerde gerçekleşir. Buna Erciyesspor antrenmanlarında çıplak gözle rastlamak mümkün. Peki sonuç neden hüsran?

İşte burada önceki haftalarda alınan başarıların arkasına sığınan ve o başarılara güvenerek, aynı zamanda rehavete kapılarak sahaya çıkmak başarısızlığın tek nedeni oluyor. Stat’ta bu maçı izlediğimizde, her ne kadar taraftarların bu oynanan oyun karşısında haddinden fazla sinirlenip, hemen asılacak adam aramaları da bana yanlış geliyor. Birliğin aynı zamanda taraftarlarla da sağlanması gerekiyor. Bu zamana kadar başarılarıyla Kayserispor’u gölgesinde bırakan temsilcimiz için desteklerini eksik etmemeleri gerekir. Kayseri Erciyesspor iyi bir takım. Top toplayıcısından, teknik heyetine kadar birlik olup Süper Ligi hedefleyen bir takım. Bizim de tüm Kayseri halkı olarak onlara karşı desteğimizi eksik etmememiz gerekir. Her ne kadar bizleri şaşırtan olumsuz bir futbol sergileseler de bizim onların kötü günlerinde olduklarını, bunun üstesinden geleceklerini unutmamamız gerekir. 

Takımın Genel Durumu

Bildiğiniz üzere kaleci Atilla devre arasında transfer edildi ve bu takımın kalecisi olacağını verdiği özgüvenle gösteriyor. Defansımız için eleştirileri kabul edemeyeceğim. Çünkü bir arada oynamaya alışmış oyuncular uyum içerisinde kolay kolay gol yenmeyeceği güvenini bizlere gösteriyor. Sorunlu bölgeyle ilgili konuşmak gerekirse, en verimli olması gereken, üretken bölge, yani orta sahanın kopukluğu ve pozisyon üretememesi en önemli sorun olarak gözüküyor. Hem defansa yardım amacıyla hem de ileri uçta pozisyon zenginliği kazandırmak için daha fazla efor sarf edip etkinlik göstermeleri gerekiyor. Fakat ben bunu takımımız adına göremiyorum. İleri uç için Gohou’nun çabalarını görmemek yanlış olur. Topları indiren rakibi zorlayan fiziksel gücünü sahaya yansıtan tek oyuncu. Ama yine de yeterli mi bu tartışılır. Bana göre daha etkili ve daha üretken olması gerekir. Kaptan Emrah için de, son maçta bu kadar kötü olması herkesi üzdü. Birçok maçta takımı sırtlayan oyuncunun bu maçta hiç bir varlık gösterememesi herkesi hayal kırıklığına uğrattı. Ama bunun üstesinden gelebilecek tecrübeye sahip olduğunu biliyoruz yani böyle düşünmemiz gerekir. Gollerine devam etmesini tüm Kayseri halkı gibi bende umuyorum.

Gerçekten Anadolu’nun Messi’si mi?

Artık yabancılık mı dersiniz, performansının kötü olmasına mı, ya da medyanın Arif’i şişirmesi mi, bilmiyorum ama ne antrenmanlarda, ne de oynanan iki maçta ki performansı, onu yedek kulübesinden çıkaramaz. Şuan bu performansıyla takımda yer almasının tek nedenini, yeni transfer olmasından dolayı olduğunu düşünüyorum. Umarım kredisini bu şekilde tüketmez. Arif’i erken yargılıyor olabilirim ama’’görünen köy kılavuz istemez’’ demiş atalarımız. Nedense hep haklı çıkıyorlar...