İlla onu kaybetmemiz lazım, illa o bu dünyadan yok olduktan sonra kıymet veriyoruz. Cenazesini taşırken bile canlısına o kadar saygı göstermezken, ölü bir bedene aman zarar gelmesin diye büyük bir saygı gösteriyoruz.

Eeee öldükten sonra da tabi ki arkasında bıraktığı eserlere, yaşamına, hayallerine sahip çıkıyoruz. Mesela çoğu yazarın kitapları öldükten sonra değerleniyor, bir sanatçının hayatı o öldükten sonra daha bir kıymete biniyor.

Son zamanlarda bu konu ile ilgili çok fazla duyarlılık gösteriyoruz. Müslüm filmi buna bir örnek olabilir.

Ama ben bugün bir şampiyondan bahsedeceğim. Bir şampiyon at ve jokeyinden...

Yarış tarihinin en başarılı ve unutulmaz atlarından Bold Pilot, onunla birlikte yükselen efsane jokey Halis Karataş ve at sahibi Özdemir Atman’ın kızı Begüm arasında yaşanan muhteşem aşkın gerçek hikayesi.

Atın adı Bold Pilot, jokey ise Halis Karataş... Gerçek hayattan alıntı yapılmış harika bir film ‘şampiyon’ vizyona girdi. Bu zamana kadar Ne Halis Karataş’ı ne de o harikulade bir canlı Bold Pilot’u bilmiyordum ve bu nedenle biraz utandığımı da söylemek istiyorum. Müslüm Gürses’in hayatını hiç bilmediğimiz, ön yargılarımız ile yaklaştığımız gibi...

Neyse film halen vizyonda olduğu için filmin büyüsünü bozmak istemiyorum ama muhteşem oyuncu kadrosu, Halis Karataş’ın hayat hikayesinden Bold Pilot isimli atın mucizevi duygu ve reflekslerine kadar çok etkileyici bir yapıt olduğunu söyleyerek şiddetle tavsiye ediyorum.

Karataş’ın eşinin verdiği hayat mücadelesi, kolay kolay bir ‘şampiyon’ olunmayacağı mesajını çok güzel şekilde beyazperdeye anlatılmış.

Haftasonunuzu bir film izleyerek geçirmek istiyorsanız ‘şampiyon’ izleyin derim.

Şampiyon olmak bir gün kaybedeceğini bile bile koşmaya devam etmektir...