Her mevsim olduğu gibi kışın da ayrı bir güzelliği ve gerekliliği var. Ama gördüklerim sevdirmiyor bu mevsimi bana.
Mesela önceki gün sabah, hem komşusu olan hem de iş arkadaşı olan bir kişi arkadaşından haber alamayınca evine gidiyor. Evi kimse açmayınca, polis ekiplerine haber veriyor. Polis ekipleri geliyor, kapıyı açıyor ve aynı odada kalan 3 kişinin cansız bedenleriyle karşılaşıyorlar. Sebebi mi, o odada bulunan soba, kuvvetli rüzgar, lodos ve kış...
Yakmasan soğuktan donarak ölürsün, yakıyorsun zehrinden ölüyorsun. Sonra da birileri çıkıp, 'yatmadan sobayı söndürün' diye açıklama yapıyor ya, o daha da üzer, yıpratır beni. 7/24 doğalgazı evinde yanan, dışarısı kış olsa da evinde yaz günü gibi kısa kollu ile gezen ve böyle bir açıklamayı yapan yetkililere yalvarıyorum, 'Sadece bir gece o damı akan, çatısı olmayan evde, sobasız uyuyun.'
Dün sabah ise, öyle güzel yağmaya başladı ki kar, lapa lapa derler ya... Hemen kendimi dışarı attım, hem haber olsun, hem o güzel yağan karda yürüyüm istedim. Daha kapıdan çıkar çıkmaz, bir baba ile kızını gördüm. Babanın ayağında yazlık bir kundura, kızının önünde yürüyor ve kızına ayakkabıları ile yol açıyor. Kızının önündeki karları o ince ayakkabısı ile temizliyor, kızı üşümesin diye kendisini feda ediyor. Biranda üşüdüğümü zannettiğim sıcacık montumun içinden, ayağımdaki botumdan sanki alevler çıktı. Öylece baba-kızın arkasından bakakaldım.
Bizim için güzel yağan kar, onlar için bir çileye dönüşüyor. Bizim sıcacık evlerimizin penceresinden izlediğimiz yağan kar, onların pencerelerinin arasından 'don' olarak evlerine giriyor.
Kış, soğuk ve sert..
Kış acımasız..
Hadi gel de sev kışı, nasıl seversen..
Kışın tek sevdiğim yanı mı; Bir gün bitecek ve baharın gelecek olması...