Toplumsal hayat bir düzen gerektirir. Düzen ise kurallarla sağlanır. Bu kurallar uyumlu, adaletli ve huzurlu yaşamın temel eseridir. Toplumda hepimiz istediğimiz gibi davranırsak karmaşa çıkar; toplum hayatı çekilmez olur. Toplumun huzuru için kurallara uymak her vatandaşın görevidir.
İnsan olarakhepimiz toplum içinde yaşarız. Hepimiz küçük yaşlarda okulda, ilerleyen yaşlarda ise iş hayatında ve sosyal hayatta diğer insanlar ile iç içe bulunmak durumundayız. Bu nedenle içinde bulunduğumuz toplumun kurallarına ayak uydurmak çok büyük önem taşımaktadır.
Bizler içinde bulunduğumuz toplumun kurallarına uymazsak bu durumda o toplumda karışıklıklar çıkarak bir kaos ortamı doğar. Bu karışıklığın önlenmesi için ise otoriteler ya da toplumun kendisi tarafından birtakım kurallar konulmalı ve herkes bu kurallardan sorumlu tutulmalıdır. Kurallara uymanın gerekliliği düşünüldüğünde kuralsız bir toplumun içinden çıkılamayacak bir hale geleceği de kesindir. Var olan kurallara uymamak bir toplumda asayişi ve güvenliği olumsuz yönde etkilemektedir.
Toplumda düzeni, refahı, huzuru ve barışı sağlayan yazılı hukuk kuralları olduğu
kadar yazılı olmayan gelenek, görenek, din ve görgü gibi toplumda bütünleştirici etkisi
olan kurallarımız da vardır. Bunlar; ailece bir arada yemek yemek, okulda öğretmenimize ve arkadaşlarımızasaygılı olmak, derslere zamanında girmek, komşumuzu rahatsız etmemek,
kırmızı ışıkta geçmemek gibi kurallardır. Yakın çevremizden başlayarak toplumun düzeni
için var olan kurallara uyarak hepimiz üzerimize düşen görevleri yerine getirmeliyiz. Ancak bu şekildehareketederek bizler de düzenli bir toplum hayatına katkı sağlamalıyız.