Felâtun Bey Avrupa uygarlığının yalnızca kabuğunu görmüş Avrupalı’nın yalnızca süs ve giyiniş yönünü taklit etmiş bir karakterdir. Rakım Efendi ise Felâtun Bey ile taban tabana zıt; çalışkan, üretken, mücadeleci bir ruha sahiptir ve bunun yanında tutumludur. Kendi kendine öğrendiği Fransızcasıyla yabancılara Türkçe dersi verir ve bir dairede katiplik yapar.

Ahmet Mithat Efendi bu romanı 1875 yılında Rodos’ta sürgündeyken yazar. Romanın ana teması “Yanlış Batılılaşma”dır.

Aradan tam tamına 145 yıl geçmiş, yakın çağdan milenyum çağına oradan teknoloji çağına ilerlemişizdir. Fakat hala aynı konuyu tartışıyoruz.

Yanlış Batılılaşma!

83 buçuk milyona yaklaşan nüfusumuzun yüzde kaçı Felâtun Bey?

Kaçı Rakım Efendi?

Yanlış Doğululaşanlar bir de!

***

Eğitim sisteminin yanlışlığını buradan konuşmaya başlasak Orta Anadolu’dan Kafkas Dağlarına yol olur kuvvetle muhtemel:

LGS, OKS, SBS, ÖSS, YGS, LYS, YKS, LYS tüm üç harflileri deneyip her değişiklikle birlikte bir arpa boyu yol kat edememiş olan bir ülkenin eğitim sistemini kuş uçuşu anlatmak daha yerinde bir hareket olacaktır.

4+4+4 sistemi ile 10 yaşında bir öğrenciyi orta okula geçirdiğimizde yaşından büyük davranışlara sevk ettiğimizin en çok ebeveynler farkındadır. Tabii, elbette teknolojinin yanlış kullanımının payı büyük ama eğitim sisteminin yok mu?

“Baba Beni Okula Gönder” kampanyaları yaparken bir taraftan da “kızımı dışarda okutmam” anlayışını empoze edenler kimler?

Ne oldu okuyup öğretmen olacak, kendi gibi kardelen yetiştirecek Ayşe Öğretmenlere?

Zamanmı geçti, zamanı mı geçti?

***

2020 YKS…

40 soru Türkçe,

20 Soru Sosyal Bilgiler,

Temel Matematik 40,

Fen Bilimleri 20 soru.

Ve yaklaşık 2 buçuk milyon öğrenci.

Ana dilleri Türkçe, Türkiye coğrafyasında yaşıyorlar ve geleceğe yön verebilmeleri için öğrenmeleri gereken geçmiş TÜRK Tarihi!

Tüm bunlara rağmen net ortalamaları;

Türkçe’de 14 net,

Türk coğrafyası ve tarihinde 7.

Hadi çocuklara soralım:

“Evladım, bu nasıl puan” diye. Birçoğumuz sorduk hatta, cezalarda verdik.

Kaçımız “senden adam olmaz belliydi zaten, git sanayide çalış da ekmek parası neymiş gör!” dedik?

Kimse inkâr etmesin, şahidiz.

Fakat sormamız gereken soruların muhatabı çocuklar olmadığı gibi, sorularda hayli yanlış!

Kim bu sistemi bu hala getirenler,

Çocuklar nasıl anadiline yabancılaştı,

Tarihini ve coğrafyasını bilmeyen nasıl sahip çıkar geleceğine,

Ve en önemlisi, bu şartlarda nasıl gelecek nesiller yetiştirebilir?

Yakında yerleşenler için tercihler açıklanır.

Size kötü bir haberim var çocuklar en geç 5 yıla işsiz kalacaksınız.

Siz ebeveynler;

İşsizlik bir yana çocuklar yaş kemâle erince evlenmek isteyecek.

Ve öğretmenler;

Bu mesleği seçerken kendinizi ve özlük haklarınızı düşünmek yerine Türkiye’yi ve Türk halkını düşünecektiniz.

Sistemin muhatapları;

Size diyecek lafımız yok!