O haberi bir meslektaşım ile yaklaşık 3 ay önce olayın olduğu gün öğrenmiş, savcılık kanalından bilgi almak istediğimizde gizlilik kararı verildiği için sağlam kaynaklara dayandıramadığımız için yazamamıştık.

Olayı kısaca anlatacak olursak, bir yargı mensubu, ülkenin adalet dağıtıcısı bir hakimin Aile Mahkemesi’nde boşamak üzere olduğu çiftten yabancı uyruklu bir kadın ile gizli aşk yaşadığı, kadının kocası tarafından bıçaklandığı ve taburcu olduğu...

Bıçaklayan adam ‘kasten adam öldürmeye teşebbüs’ suçundan Kasım ayının sonunda Ağır Ceza Mahkemesi’nde yargılanacak.

Yaralanan ve iyileştikten sonra görevine dönen, ardından Diyarbakır’a sürgün gönderilen hakim ise olaydan 3 ay sonra HSK tarafından görevinden açığa alındı.
Bu hakim ile ilgili çok iç açıcı şeyler duymadım. İlk vukuatı olmadığı düşüncem duyduklarımla birlikte netleşti.

Haber sosyal medyada büyük tepki topladı. Yapılan bazı yorumlar dikkatimi çekti. Sizinle de paylaşmak isterim. Bir okuyucumuz “Kadına şiddet diyorlar uzaklaştırma veriyorlar, rahat rahat iş görüyorlar, burda erkeklerin suçu ne? Amaç ne, Türk aile yapısını bitirmek mi? Bu hakimin bütün dosyalarının incelenmesi lazım bir çok kişinin mağdur bırakıldığına bu konunun kapatılmaması ve üstüne gidilmesi gerektiğine inaniyorum” diye yazmış.

Başka bir okuyucumuz ise “Mesele kimsenin kanunlara inancının kalmaması. Bu türlü haberleri okuyanlar mahkemelere başvurmayı değil de kendi mahkemelerini kurmaya çalışırlarsa mesele işte bu” demiş.

Bir yargı mensubu düşünün ki adalet dağıtırken kendisine ‘hakim’ olamayıp, başkalarının namusuna göz diksin...

Ne kadar da korkunç bir şet değil mi?

Ama şunu söylemek isterim ki uzun süredir Adliye muhabiriyim ve öyle muhteşem hakimler ile tanıştım, yargılamalarına şahit oldum ki adalete olan güvenim hiçbir zaman sarsılmadı. Bu iğrenç olayın da asla ve asla Adalet’imizi yaralamamasını umut ediyorum.