Aşığa Bağdat sorulmaz var, yanlış hesap Bağdat’tan döner var, ane gibi yar, Bağdat gibi diyar bulunmaz var… Şiirimizde, edebiyatımızda, dilimizde var, şarkılarımızda var… Dedi ki, Bağdat gidiyor.
Birgün edebiyat öğretmeni olduğunuzda inşallah öğrencilerinize bir de Bağdat’ın neresi olduğunu anlatmak zorunda kalmazsınız” Yüzlerce saat ders işledik, ne kadarı aklımda kaldı? Çok azı. Ama o günü unutmuyorum
Günlerdir aynı şeyleri Halep için düşünüyorum. “Halep ordaysa arşın burda” deyimini anlatırken; Ahmet Telli’nin Şen Olasın Halep Şehri şiirini okurken, Aşık Garip’in Halep türküsünü dinlerken inşallah çocuklarımıza Halep’i anlatmak zorunda kalmayız. O türkünün son dizesidir; “sen kal burada Halep şehri…”
Evet bu hikaye dilden dile dolaşıyor. Hikaye dediğime bakmayın tamamen gerçek.
Bağdat, Halep derken, sınırımıza kadar geldi savaş.
Elden duadan başka bir şey gelmiyor. Allah yardım etsin ama
Kandil operasyonunun ne kadar şart olduğu apaçık ortada. İbdil, El-Bab, Afrin derken Kandil ve Münbiç’i de hain, kalleş terör örgütlerinden temizlemek farz oldu.