Kuvvetler Ayrılığı

Parlamenter sistemden vazgeçilerek başkanlık sistemine geçip bütün kuvvetleri başkanlığa bağlamak ve bu başkanlık sistemini yönetememek ülkenin geleceğini tehdit eder.

Üretmezsen

Tarım ve hayvancılık başta olmak üzere sanayide ülkeyi yönetenler tarafından üretimi teşvikler ile destekleyip ülke ihtiyaçlarını karşılamazsan, insanlarını açlığa, hatta fazlaca ürettirilip ihraç edilmez ise refah seviyesinden uzaklaşıp ülke insanlarını yokluğa mahkûm edilir. Ayrıca üretmekten vazgeçilir, vazgeçtirilir ise işsizlik ayyuka çıkar ve bu durum ülke insanlarının geleceğini tehdit eder.

Hak Hukuk ve Adalet

Hukuk devleti olarak adalet terazisi sen ben bizim oğlana başka, kendinden olmayan vatandaşlara da başka olur ise o zaman adalete güven sarsılır, herkes kendi adaletini sağlamaya çalışır, suç oranları artar, kutuplaşma başlar, ülkenin birlik beraberliği tehlikeye girer.

Eğitim

Devlet tarafından eğitim politikası sağlam temellere oturtulmaz ise ve lazım gelen eğitimi ülkenin vatandaşlarına eşit şartlarda hükümet tarafından sağlanmaz ise, her ne konuda olursa olsun konusunda uzmanlar yetişmez ise, toplumun geneli vasıflı bireyler haline gelmez ise, o zaman başka ülkelerin yetiştirdiği vasıflı uzman insanlara kendi halkını muhtaç eder ve kölelik marifetiyle dış ülkelere vatandaşlarını köle olmaya mahkûm edersin. Bu durum ise doğacak nesillerin geleceğini tehdit eder.

Sağlık

Devlet tarafından sağlık politikası sağlam temellere oturtulmaz ise ve lazım gelen sağlık şartlarını ülkenin vatandaşlarına eşit şartlarda devlet tarafından verilmez ise parası olan sağlık imkanı bulur, parası olmayan insanlar hastalıktan ölüme terk edilir ve bu durum ülkenin nüfusunun azalmasına, zamanla yok olmasını sağlar, geleceğini tehdit eder.

İş hayatı ve Emeklilerimiz

Bir devlet vatandaşlarının çalışma hayatını desteklediği kadar emeklilik hayatını da desteklemeli.

Bir vatandaş iş hayatı sırasında sağlık ve emeklilik durumu için ödediği primler ile devletini destekliyor ise bu iş hayatı makul olan seviye de yerini emeklilik hayatına bırakmalı. Yani ülkemizde yirmi beş yıl üzerinden değerlendirilecek olursa çalışma yıllarını ve primlerini tamamlamış insanlar emekli olmalı ki emekli olan insanların yerine istihdama katkı olarak yeni insanlar iş hayatına başlamalı.

İş hayatından emekli olmuş insanlar hiç kimseye muhtaç kalmadan aldığı maaş ile huzur içinde yaşamalı evlatlarına, torunlarına kafası rahat sevgiyle, şefkatle, gülen gözlerle bakmalı.

Yöneticiler

Cumhurbaşkanlığı koltuğunda oturan kişi ülkenin bütün vatandaşlarını kapsayan, kucaklayıcı ve birleştirici olmak ve bütün vatandaşların takdirini toplayıp saygısını, sevgisini ve güvenini alarak ülkeyi iç ve dış politikalarda en iyi şekilde temsil etmek zorunda. Göreve gelen bakanlar da aynı seviyede kapsayıcı, kucaklayıcı, partizanlıktan uzak insanlardan olmalı.

Bu sebepten partili Cumhurbaşkanlığından vazgeçilmeli, bulunduğu konum itibari ile kendi kurduğun parti dahi olsa artık sahiplenmeden partizanlıktan uzaklaşmalı ve unutulmamak üzere onursal başkanlık makamında yerini almalı.

Partiler ise içlerinden demokratik seçimlerle yeni genel başkanlarını oluşturmalı, siyasette parti genel başkanları yol arkadaşlarının, partililerinin güvenin kaybetmemeli, siyasette ilerlemek isteyenlerin de önü açılmalı.

Yeni gelecek genel başkanlar parti kurmayları ile partiler geleceğe taşınmalı, aksi takdirde partilerin kurulması ve zaman içinde eriyerek yok olmasına hiç kimse engel olamaz.

Gelinen nokta

Bu gün gelinen noktada üretim durma noktasına gelmiş, açlık baş göstermekte, ihracat durma noktasına gelmiş, refah seviyesi artık hayal eğitimdeki yanlış politika sebebi ile üniversiteli işsizler ordusu doğurmakta. Adalet terazisi artık güven vermez olmuş, kutuplaşmalar baş göstermekte, sağlıkta ise artık hasta olan vatandaşların tedavileri yardım kampanyaları ile yürümekte, emeklilerimiz ne yapacağız, nasıl geçineceğizin derdine düşmekte.

Bana göre

Söylenecek, yazacak o kadar çok şey var ki ne söylemeyle biter ne de yazmakla biter. Umarım yaşanan seçimlerden bütün siyasiler ders çıkarmış olur. Umarım ülkenin geleceğini hep birlikte nasıl daha güzel inşa ederiz diye düşünsünler. Umarım hiç zaman kaybetmeden hızla üretime, eğitime sağlığa kafa yorarlar.

Bana göre bağımsız Türkiye Cumhuriyetiyiz, hukuk devletiyiz, hep birlikte büyük bir aileyiz….

Ne mutlu Türküm diyene…