O Bizim "Çoçuklar"ı görüpte yüreği coşku ile kabarmayan o üniformalara sevgi ve hayranlık duymayan olmamıştır.
Lakin 12 Eylül 1980’de toplum üzerinde bir korku imparatorluğu tahsis edildi.
Ve "Netekim" paşa bir oradan bir buradan diyerek kıyım yapıtı.
Sonrası mı 12 Eylül 1980 deki siyasi ve ekonomik çöküntü yıllarca sürdü.
Allah bu kadim milleti birdaha 12 Eylül’ler, 15 Temmuz’lar göstermesin.
12 Eylül’e geliş nasıl oldu.
11 Eylül’de ülkede onlarca insan can verirken 12 Eylül de bıçak gibi kesilişin sebepleri o günden sonra çokça yazıldı anlatıldı.
"Netekim"ler buna sadece olgunlaşmasını bekledik demekle yetindi.
Ateş çemberindeki üç tarafı deniz dört tarafı hainlerle çevrili ülkemiz üzerinde oynanan oyunlar tarihin her döneminde faaliyetlerini sürdürdü.
Acı olan ise vatanını seven vatanı için canın veren ülkücülerin hainlerle aynı kategori de tutulup yargılanması yiğitlerin idam edilmesi kimilerini yıllarca zindanlarda yatırılması akıllara zarar işkencelere maruz kalınmasını büyüklerimizden dinledik yazılanlardan okuduk.
Ve bizatihi yaşayanların gözlerinin içindeki o hüznü şahsen yaşayıp görmekteyim.
ABD nin bizim çocuklar kazandı söylemini irdelersek çok konu başlığı çıkar.
Bu onların Çocukları bizim neyimiz idi.
Bu onların çocukları bizim celladımız mı idi.
12 Mart 1971 kalkışması 1960 ihtilalinden sonra demokrasiye vurulan ikinci darbe idi.
Ve güya o dönemde" Büyük Abi"
Rahmetli Demirel'e Haşhaş ekersen iktidardan gidersin demişti. 12 Mart Muhtırası’nın arkasında CIA’nın olduğu, Türkiye’de ilk defa 1973 yılında İstanbul Sıkıyönetim Mahkemesi’nde Talat Turhan’ın ifadesi sırasında zapta geçti. Bundan iki yıl sonra, ordunun muhtırayı verdiği hükümetin Dışişleri Bakanı İhsan Sabri Çağlayangil de aynı iddiayı tekrarladı.
Türkiye’de birbirini takip eden bu itiraf açıklamalardan çok önce Amerika bunu dünyaya zaten ilan etmişti. Daily Telegraph gazetesi, “Ordunun girişiminden hemen sonra Demirel hükümetinin zorunlu istifasında CIA ajanlarının eylemli katkıları...” bulunduğunu yazdı.
Dönemin başbakanı Demirel’in haşhaş ekimine dayatılan bu yaptırıma Bizim Afyon diye şehrimiz var nasıl yasaklarız diye de bir bir ifadesinin olduğu rivayetler arasındadır.
Yani ez cümle Ülkemize de demokrasi ne zaman bir darbe aldı ise dost gibi görünen güya müttefiklerin iç uzantılarının iş birlikçilerin birlikte bizi sırtımızdan hançerlemesiydi.
Bu ülke bize atalarımızdan miras can verir toprak vermeyiz diyenlerin yüzü hürmetine varlığımız devam ediyor. Allah Türk Milletinin Birliğini dirliğini bozmasın.
Anaları Ağlatmayalım...
Analar ağlamasın...
Başta şehit anneleri olmak üzere o elleri öpülesi analara Allah sabır versin.
Diyarbakır da hdp önünde nöbet tutan anneler hdp den çocuklarını istiyor.
Bu çok büyük bir mesaj.
Kayyum atanan belediyeler hdp li idi ve kimileri çıktı onlar seçilmiş taraftarı olan başkanlar dedi onları alamazsınız dedi.
İşte bu hdp sevicilerine en güzel cevap Diyarbakır annelerinden geldi
neymiş hdp den dağa kaçırılan evlatlarını isteyen anneler pkk ile hdp nin nasıl bir bağı olduğunu tamda yansıttılar yanı ey hdp sen senin olan pkk dan çocuğumuzu iste ve bize geri ver diyorlar.
Bu çok manidar bir hadise.
Kimilerinin hdp li başkanları aklama gayretine karşı Diyarbakır anneleri cevabı verdi ve hdp den yavrularını istedi istiyor da.
Bu manzara sözün bittiği yerdir diyoruz.
12 Eylüller’e 15 Temmuzlara son diyelim.
Anaları ağlatmayalım Cennet anaların ayağı altındadır sözünü unutmayalım.
Tüm Şehitlerimizi Rahmet minnet ve şükranla anarken,
Kalın sağlıcakla diyorum.