Ah eve tıkılası kadınlar…

Ah şu dövülesi kadınlar…

Ah dört duvara kapatılası kadınlar…

Dediniz, dediniz, dediniz de bıkmadınız.

Yahu hiç mi bilimdeki, teknolojideki, tıptaki gelişmeleri dert edinmeyeceksiniz? Bir gün de keşke bunlardan biri için kaygılansanız da topluma bir faydanız olsa.

Hani bir ara pantolon giyen, kaşını aldıran ve üniversiteye giden kadınların sonunun cehennem olduğunu söyleyen biri vardı ya, işte o kişi reytingi düşmüş olacak ki kirli ve düşmanca fikirlerinin üzerine yenilerini eklemiş.

Neymiş efendim;

İslamın Kızındaymış umut. Cafelerde gecelere kadar kalmamalıymış. Erkeklerle senli benli konuşmamalıymış. Hele hele felsefenin derin konularına hiç hiç inmemeliymiş. Çünkü İslamın para kazanıp ailesini dağıtan kadınlara değil, Sinan'a ninni söyleyen, evinde YAVUZ yetiştiren annelere ihtiyacı varmış!

Her geçen gün kadını aşağılamanın, ezip hiçe saymanın yeni bir yolunu buluyor ve bundan hiç sıkılmıyorlar. Bir kere de umudunuz İslamın (ki her şeye alet ediyorsunuz) kadınında değil de erkeğinde olsun. Mesela neden kadın Yavuzlar, Fatihler yetiştirmek zorunda ki?

Neden toplumun kurtarıcıları ve övgüye layık görülen kişileri sadece erkeklermiş gibi bir algı yaratarak kadını hiçe sayıyorsunuz ki. Neden aynı kadının Sabiha Gökçen, Afife Jale, Afet İnan ve Fatma Aliye de yetiştirdiği aklınıza gelmiyor? Hatta daha yakın bir tarihe bakalım.

  • Mesela ilk olarak Aybüke Yılmaz. Bu güzel kadın geçtiğimiz günlerde, Dünya Teakwondo Şampiyonasında Dünya Şampiyonu oldu.
  • Diğeri, adeta âşık olunası bir kadın olan Ahu Kahraman Yıldırım. Tabi tüm ülke onu Müzisyen Anne olarak biliyor. Bu güzel kadın da Mimar Sinan Üniversitesi Devlet Konservatuvarı Piyano bölümünü bitirdi. Oğlu için verdiği mücadele dillere adeta destan oldu. Ve kendisi Türkiye’nin ilk ve tek 6 aylık bebeklerden itibaren müzik eğitimi veren aile & çocuk müzik okulu Kids Music Class-Etiler Müzik Okulunu kuran bir kadın!
  • Ya Hollanda’daki gururumuz, Elke Lale? Bu kadın da henüz çok küçükken geçirdiği bir kazanın ardından sol bacağını kaybediyor. Ve kendi isteğiyle ampute olan Elke Lale Hollanda'da yılın genci seçildi. Ve yaşadığı bu kaza için "Hikayemi daha çok insanla paylaşabilmek adına büyük bir fırsat oldu bu olay" diyen Lale, hem eskrim yapıyor, hem modellik. Ayrıca bir yandan sanatla uğraşıp çizimler yaparken bir yandan da tasarım yapıyor.
  • Herhalde tanısa en çok Ece Çiftçi’yi sevmezdi o kirli fikirleri savurup duran kişi. Çünkü Ece fazlasıyla sosyal ! Tam 18 bin çocuğun hayatına dokunduğu “SosyalBen” vakfının kurucusu olan Ece bununla yetinmeyip Almanya’da düzenlenen G-20 Zirvesi öncesinde genç girişimci kadınların davet edildiği Girls20'de Türkiye'yi temsil etti. Hala bir sürü çocuğun hayatına ışık tutmaya devam ediyor.

Tabi daha Türkiye şampiyonu milli bir kick boksçu Emine Arslan, bir yandan Afrikalı çocuklara yardım edip bir yandan THY pilotu olan Elif Güveyler, daha önce gözlemlenmemiş ve eşine çok az rastlanan bir çift halkalı bir galaksiyi keşfeden Burçin Mutlu Pakdil, Paris-Milano-Londra-New York arasında mekik dokuyan ve en çok kendi ülkesindeki insanlar tarafından fiziki görünümüyle dalga geçilen Öykü Baştaş var.

Ama tüm bu saydıklarımın kadını hiçe sayan, her defasında onu aşağılayanlar için ne önemi var ki? Sözde dindarlığını da, sözde insanlığını da sadece kadına gösterdiğini zanneden bir zavallının, kadını bu kadar dert edinip, kendisinin de bir kadından dünyaya gelmiş olması komik. Hatta trajikomik…