Ekrem İmamoğlu’nun diplomasının iptali sürecinde zaman aşımı yönünden birkaç önemli hukuki değerlendirme yapmak mümkündür.

1. İdari İşlemin Geri Alınmasında Zaman Aşımı

İdari işlemlerin geri alınması, genel olarak hukuka aykırı olduğu tespit edilen işlemler için mümkündür. Ancak, bu geri alma sürecinin belli bir zaman aşımına tabi olup olmadığı, işlemin kişiye sağlayacağı hak ve kazanılmış hak ilkesi çerçevesinde değerlendirilir.
    •    Açık Hukuka Aykırılık Durumu:
Eğer bir işlem baştan itibaren açık ve ağır bir hukuka aykırılık içeriyorsa (örneğin, sahte belgeye dayalı bir diploma verilmesi gibi), idare bunu her zaman geri alabilir. Ancak, burada İmamoğlu’nun durumunda böyle bir ağır hukuka aykırılık olup olmadığı tartışmalıdır.
    •    İdari İşlemin Geri Alınma Süresi:
Danıştay içtihatlarına göre, hukuka aykırı bir idari işlemin geri alınması süresi genellikle 5 yıl olarak kabul edilmektedir. Bu süre, işlemin tesis edildiği tarihten itibaren başlar. Eğer İmamoğlu’nun diploması 1994-1995 yıllarında alınmışsa, bu kararın üzerinden yaklaşık 30 yıl geçtiği düşünüldüğünde, işlemin geri alınması yönünden ciddi bir zaman aşımı sorunu ortaya çıkacaktır.

2. Kazanılmış Hak İlkesi

İmamoğlu’nun diploması, uzun yıllardır çeşitli resmi işlemlerde kullanılmış, meslek hayatında etkili olmuş ve resmi olarak tanınmıştır. Bu durum, kazanılmış hak ilkesinin devreye girmesini gerektirir.
    •    Danıştay kararları, kişinin lehine tesis edilmiş bir idari işlemin uzun yıllar sonra iptal edilmesini, kamu düzenine aykırılık gibi ağır bir neden olmadıkça kabul etmez.
    •    Özellikle, eğitim diploması gibi bireyin meslek hayatına doğrudan etki eden belgelerde, kazanılmış hak ilkesi daha da güçlüdür.
    •    Yargı içtihatları, bir diploma veya mezuniyet belgesinin iptalinin makul bir süre içinde yapılmasını gerektirir. 30 yıl gibi bir sürenin geçmesi, iptal kararının hukuka uygunluğunu tartışmalı hale getirebilir.

3. Hukuki Güvenlik İlkesi

Hukuki güvenlik ilkesi, bireylerin idarenin işlemlerine güvenerek hayatlarını şekillendirdikleri ve idarenin keyfi kararlarla haklarını geriye dönük olarak ortadan kaldıramayacağı prensibini ifade eder.
    •    İstanbul Üniversitesi’nin onlarca yıl sonra böyle bir iptal kararı alması, hukuki güvenliği zedeleyebilir.
    •    Eğer üniversite, bu iptali geçmişte inceleme yapmadan onayladıysa, kendi hatasından kaynaklanan bir durumu bu kadar uzun süre sonra kişiye yüklemek hukuka aykırı olabilir.

4. İmamoğlu’nun Avukatlarının Savunabileceği Hususlar

Bu süreçte, avukatları zaman aşımı yönünden şu argümanları öne sürebilir:
    1.    5 Yıllık Süre Aşımı: İdari işlemlerin geri alınmasında genellikle 5 yıllık süre aşımı bulunduğu, bu sürenin çoktan dolduğu.
    2.    Kazanılmış Hak: İmamoğlu’nun diplomayı aldıktan sonra kamu görevlerinde bulunduğu ve bu sürecin hiçbir aşamasında diplomasının geçersizliğine ilişkin bir işlem yapılmadığı.
    3.    Hukuki Güvenlik İlkesi: 30 yıl boyunca hiçbir sorun yaşanmamışken böyle bir iptal kararının verilmesinin hukuk devleti ilkeleriyle bağdaşmadığı.
    4.    İptal Yetkisinin Kullanımında Geç Kalındığı: İstanbul Üniversitesi’nin 30 yıl sonra bu iptali yapmasının, yetkinin kötüye kullanımı anlamına gelebileceği.

Sonuç ve Beklenen Yargı Kararı

Eğer İmamoğlu’nun avukatları zaman aşımı ve kazanılmış hak iddialarını güçlü bir şekilde öne sürerse, idare mahkemesinin iptal kararını hukuka aykırı bulması olasıdır. Mahkemenin, iptalin zaman aşımı süresi dolduğu ve kazanılmış hak ilkesine aykırı olduğu gerekçesiyle yürütmeyi durdurma ve nihayetinde iptal kararı vermesi mümkündür.

Sonuç olarak: 30 yıl sonra verilen bir diploma iptal kararı, idarenin işlem geri alma yetkisinin sınırlarını zorlayan ve hukuki güvenlik ilkesi ile çelişen bir durumdur. Yargı süreci sonunda, zaman aşımı ve kazanılmış hak ilkeleri nedeniyle iptal kararının yürürlükten kaldırılması ihtimali yüksektir.