Farkında mısınız?

Yaşadığımız zamanda eski zamanları aratmayacak çok büyük değişimler yaşıyoruz.
Kollektif yaşamdan bireysel yaşama doğru dört nala hep birlikte koşuyoruz.

Erkekler haz, makam ve para peşinde koşarken kadınlar paraya ulaşmak güce ulaşmak için binbir entrika peşinde koşmaktadirlar.  

Kadim değerlerimizden olan aile bağı, dostluklar, vefa, acıyı ve mutluluğu paylaşma duyguları çoktan geride kalmış durumda. 

Evlenirken acı günde tatlı günde ömür boyu verilen vaatler bugün vaatlerin çeyreğinde ulaşmadan tökezlemiş durumda.

İnsanlar en küçük bir kavgada en küçük bir sorunda en küçük bir krizde en küçük bir parasızlıkta eşlerini sevgililerini terk ederek yeni sevgili bulma arayışına girebilmektedirler. 

Bu eskiyi kenara atma fikri insanlarda değersizlik temelsizlik ve derinliği olmayan ilişkiler yumağı oluşturmaktadır. 
Haftada bir sevgili değiştiren mi dersin kendine 3 tane yedek yapan mı dersin. 
Sosyal medyanın gelişmesi ile özellikle evli kadınlardaki aldatma oranı sanılanın çok üstüne çıkmış durumda. 

Özellikle kadınların yedekleme gayretleri gerçekten tiksinti verici bir boyuta ulaşmış durumda. 

Kurduğu ailenin kıymetini bilmeyen kocasının verdiği fedakarlığı görmeyen ve onun kocasının büyük fedakarlıklarını görmeden yeni maceraya atanan kadınlar mutlu olacağını zannediyorlar.

Televizyon dizilerindeki o şatafatlı yaşamlar, mankenlerin sanatçıların artistlerin popüler yaşamları insanları özellikle kadınlarımızı cezbediyor.

Herkesin bu hayatı yaşayacağını zannediyorlar

Oysa ki böyle bir şey mantıken aklen ve matematiksel olarak da izahtan var estedir. 

Peki bu dönüşüm bizi nereye götürecek?

Gördüğümüz manzara şudur:

İnsanlarda aile kurma ve evlenme düşüncesi kenara atılmış durumdadır sevgili olalım günübirlik yaşayalım mutlu olalım. Başka hiçbir şey umurumuzda değil.

Tökezlediğimiz yerde bırakalım.( nerde trak orda bırak) 

Oysaki böyle bir durum gelecek nesillerde ağır travmalar oluşturacaktır. 

Anne babanın birbirine güvenmediği ailelerde çocuklar kime güvenecektir böyle bir güvensizlik içinde büyüyen çocuklar nasıl yuva kuracaklardır.

Bu acı tablo toplumsal bir çözülmeye ve insanlar arasındaki ilişkilerin yavanlı sıradanlık ve menfaat teresiye doğru evrilmesine yol açmaktadır. 
Peki çare nedir?

 diye sorsanız düşünceleri şöyle bir ifade edebilirim.

Aile yapısını toplumu insanları kadın erkek ilişkilerini en fazla bozan unsur kanunlarımızdaki çarpıklıklardır. 
Kanunlardaki çarpıklıkların düzeltilmesi ile ben  sorunların büyük bir kısmının düzelmeye başlayacağına inanıyorum. İnsanımızın genleriyle çatışma halindeki kanunlar bize hayır ve saadet getiremez.

Bugünkü mevzuat kadınlara şu mesajı pompalamaktadır. 

Kocanı boşa, servetine kon nafakasını al ve çatır çatır hayatını.
Tabii işi bu noktaya getirmeden önce altyapısını da yapmayı kadınların bilinçaltına aktarmakta medyamız maalesef Mahir gözükmektedir.
Özellikle narsist kişiliklerin bu taktikleri yabana atılmamalıdır. 
Kocasının cinsel ihtiyacını gidermeyen her türlü bahaneyle yatak yatağı bir sorun haline getiren kadın bir müddet sonra kocasının doğal olarak başka kadınlara yöneleceğini bildiği için yakın takibe başlar ve kocasını zina halinde suçüstü yakalayarak boşanmadığı eline güçlü veriler alma derdine düşmektedirler..

Zaten kadınların zihin yapısı da buna çok müsaade etmektedir.

Erkekleri zaafa düşmüş bir toplumdan hayır beklenemez.
Kanunların ve mahkemelerin bu işleyişleri erkekleri
devletine karşı topluma karşı ve kendine karşı küskün bir pozisyona düşmekte ve aklında olabilecek yeni bir yuva kurma düşüncesini yok etmektedir. 

Böyle bir toplumun geleceği olamaz.

Oysaki kanunlarımız aileyi yüceltmeli karı koca ilişkilerinde ve çocuklu ailelere daha fazla değer vermelidir. 

Sosyologların, hukukçuların, ilahiyatçıların ve siyasetçilerin bir araya gelmesiyle bütün mevzuat taranmalı ve aile yapısını bozacak olan tüm kanunlardaki çarpıklıklar düzeltilmedi kimyamıza uymayan kanunlar toptan değiştirilerek bu ülke insanlarını yarına ulaştıracak yollar açılmalıdır. 

3 gün evli kalıp 30 yıl nafaka almak dünyanın hiçbir yerinde yaşlı rastlanacak bir olay değildir. Bir de bu parayı alıp yeni sevgilisiyle yaşayan kadınlar toplumdaki kin ve öfkeye tavan yaptırmaktadırlar. 

Sonra da kadın cinayetlerini neden önleyemiyoruz diye uzmanlar bir bir ardınca televizyonda ahkam kesmektedirler.

Bu değişimler gerçekleştirildikten sonra sonra inanıyorum ki toplum kendiliğinden düzelmeye başlayacaktır.