Ortadoğu Müslümanları da dahil dünyada hiçbir ülkenin kabul etmediği kadar savaş mağduru Suriyeli’yi ülkemizde korumaya aldık.

İçişleri Bakanlığı 81 ilde 1 milyon 905 bin 980 kayıtlı Suriyeli olduğunu açıkladı.

Türkiye’de Suriyeli sayısı rekor seviyeye ulaşırken, Kayseri’de yaklaşık on bin Suriyeli şehrin belirli semtlerine yerleştirildi.

Ortadoğu bu iç savaşa adeta sessiz kalırken, Suriyelilere bizler ensar olduk. Barınma merkezleri, aylık maaşlar, giyim, gıda yardımları yaptık, yapıyoruz da..

Yeniden vatan topraklarına sağ salim gidebilmeleri için, ülkelerinde savaş sona erene kadar bu görevi üstlendik. Barınma merkezlerine sığmayan Suriyeliler, şehirlere dağıldılar. Dilenciler türedi, mahallelerde olaylar çıktı, cinsel saldırı, kavga dedikoduları derken Kayseri huzursuzlaştı. İyi ile kötüyü ayıramayacak şekilde at izinin, it izine karıştığı bir duruma geldik.

Geçtiğimiz günlerde de ara sokaklarda Suriyeli lokantaları ile karşılaştık, gittik, sohbet ettik, belli ki yetkililerce denetlenmemiş bir lokanta, içeride iğrenç bir koku var, hijyen deseniz sıfır. Bir de ülkelerindeki savaşın bitmeme nedenleri arasında olan ülkelerin başında yer alan Rus ve Almanların da yemeklerini de yapıyorlarmış. 

Bu haberi gazetemiz sütunlarında duyurduktan sonra okuyucularımızdan çok olumlu tepkiler alırken, sosyal medyada kısa sürede binlerce kişiye ulaşan haberimiz sonrası bazı eleştirilere de hedef olduk.

Türklüğümüzü, Müslümanlığımızı yargılayıp, ‘Bizde düşene vurulmaz elinden tutulur’ diye yorumlar yapıldı. Hatta, onlarca İngilizce isim taşıyan firmalar olduğunu,  işletmecilerinin bile yabancı olduğunu söyleyerek, ‘Siz nasıl Türksünüz, nasıl müslümansınız’ diye tepki gösterilmiş. Hala anlayamamışlar, sorunun Arapça bir tabeladan, ya da işletmecisinin Türk olmaması ile alakalı olmadığını.. Kaçak açıldıysa denetlensin, ha Kayseri’de kaçak lokanta, ha doğuda kaçak mazot.. Vergisini ödesin, denetlemeden tertemiz geçsin, kimse sorgulayamaz onları.. Diğer İngilizce isim taşıyan firmaları sorgulayamadığımız gibi..

Sosyal medyada dolaşan haberimizin birine yapılan yorumda ise “Umarım bu ülke hep ayakta kalır umarım yıkılmaz da bizler İran’a, Irak’a, Yunanistan’a mülteci olarak gitmeyiz. Ancak o zaman anlarsınız” demiş. 

Ey korkak, ey aciz adam, sen bir Türk olarak nasıl böyle sözler sarf edersin. Bir de Türk bayrağını profil resmi yapmış. Sen Türk’ün gücünü nasıl unutursun.. Sen 40 çerili Kürşat’ı, sen Fatih Sultan Mehmet’li fethi, sen Atatürk’lü Çanakkale’yi, Kurtuluş’u, bu vatan için şahadet şerbetini içmiş şehitlerimizi nasıl unutursun. 

Bizim Türklüğümüzü ve Müslümanlığımızı yargılamak, sorgulamak sizin haddinize değil. 

 

Biz muhacire ensar olmayı Peygamber Efendimizden (sav), bu cennet vatanı korumayı ve TOPRAKLARIMIZDAN KAÇMAMAYI da atalarımızdan öğrendik..