Neden mi? Çünkü o ülkemize ilk matbaayı getirip kuran ve kitap yayınlayan kişidir. Bugün okuyup durduğumuz rengârenk kitaplarda onun çabasının ve ileri görüşlülüğünün izlerini görmek zor olmamalı...

Bilge olabilmek adına okumak gerekir, okumak için kaynak gerekir yani kitap, dergi veyahut mecmua...

Peki kaynak içinse eserin çoğalması gerekmez mi? Matbaa ki o yoğun ses, o yoğun koku, o yoğun çalışma şartları, muhabir olmadan önce matbaa deneyimine sahip oldum.

Bir müddet matbaa işini gözlemledim...

O meslek icraat edilmeseydi ne gibi cehaletle uğraşırdık. Nasıl bilgi taşıyıcılığı yapılırdı.

Bilemiyorum...

Mütererffika’ya minnettar kalmalıyız.

Bilgi alışverişinde çığır açmış icat; matbaa.

Etrafımıza baktığımız zaman hemen hemen gördüğümüz her şey matbaanın eseridir...

Günlük gazetemiz, dergiler, reklam tabelaları gibi…

Matbaa sayesinde basım ile bilgi yayımı hızlanmış, elle yazmak denen kavram tarihe karışmış ve yok olmuştur.

Elle yazmak ortadan kalkınca da matbaa sayesinde basım hızlanmış, daha çok kitap piyasaya sürülmüş ve ilmin hızla yayılması sağlandı.

İlim ki çağlara yayılmış,

İlim ki düşlerin gerçekleşmesine vesile olmuş.

İlim ki nice büyük insanları unutulmaz kılmış...