Merhaba sevgili okur; Reis Bey filmi desem, izleyenler der ki : “izledikçe izleyesim geldi.” Bir kısım da eleştirir, bir kısım beğenir, bir kısım över. Amacım bunlardan hiçbiri değil.

Tüm bu yukarıda söylediğim şeyler size kalmış, benim tek yapabileceğim şu an filmin büyüsünü bozmamaya çalışmak. 1988 yapımı film, Necip Fazıl Kısakürek’in eserinden uyarlanmıştır. Yönetmeni Mesut Uçakan, Yapımcısı Ali Moroğlu ve Ercan Moroğludur.

Dramatik ve psikolojik bir tür olan bu filmde bana göre o kadar güzel noktalara değinilmiş ki. Öyle önemli yöne çevrilmiş ki insan zihninde o kareleri, konuşmaları gördüğünde ve duyduğunda merhamet adı altında pişmanlıklar çıkmazında o haykırışları sert mizacın hâkim olduğu, önyargıların tutsaklığında adalet savunuculuğunun nasıl işlendiğini film şeridi gibi geçiriyor.

“Gözyaşı suçun rengini soldurmaz”

Film, kanunlara bağlı katı bir hâkimin psikolojik dönüşümünü anlatır. Reis Bey, kanunlardan hiç taviz vermeyen, sert biridir. Bir gün annesini öldürmekle suçlanan bir zanlının davasına bakar.

reisbey ile ilgili görsel sonucu

Deliller zanlının suçlu olduğunu gösterir. Reis Bey deliller ışığında idam kararı verir. Ancak daha sonra adamın suçsuz olduğu anlaşılır. Bunun üzerine Reis Bey vicdan azabı çekmeye başlar. Bir kumarhaneye gider ve orada bulunan insanlara Merhamet Davası’nı anlatır. O sırada polis baskın düzenler. Reis Bey’in üzerinde bıçaklar vardır. Bir kişi de ceketine eroin koyar. Polisler Reis Bey’i tutuklar. Mahkeme esnasında Reis Bey Merhamet Davası’nı bir kez daha anlatır. O eski Reis Bey’den eser yoktur. Değişmiştir. Merhamet’ i gözyaşı ve vicdan azabıyla öğrenmiştir. Serbest kalsa da kendisine eski benliğimin mahkûmuyum demiştir.

Hatta öyle ki idama giden adamın Reis Bey’ e söylediği şu sözler: “Etmeyin Reis Bey, siz ağlayamazsınız, ağlayabilseydiniz anlayabilirdiniz. Merhamet, acıma duygusu kötülük değil inanın fakat ne büyük iyilik olduğunu unutmak için en büyük hakkı kaybetmişsiniz. Rahmet kaldırılmış sizin kalbinizden, mühürlü kalbinizin açılmasını dilerim.” Demesi Reis Bey’ in kulaklarında dün gibiydi. Anılarından ayrılmak istemeyişinin nedeni aslında gözyaşının kurumasından korkmasıydı. O son sahnedeki konuşmalarını söylemiyorum büyü bozulmasın diye haberiniz olsun. Yazımı filmdeki “Ümit kalmayınca telaşta olmaz.” cümlesi ile bitirirken, ümitlerinizi yitirmemeniz dileğiyle…