Merhaba Sevgili Okur; bugünlerde mükemmeliyet aramak mı?
Orası da ayrı bir ironi tabi ki. Bir de izleyiciyi gözünde ironikleştirerek veren Ed Wood var.
Nedir bu Ed Wood derseniz? Bir film ama siyah-beyaz bir film. Tim Burton ve Johny Deep ikilisinden üzüntü ve sevinci bir arada yaşatan biyografi tarzında yazılmış bir film. Açıkçası filmi izlemeden önce şöyle ya da böyle diye bir beklentim yoktu. Tabi ki malumunuz kimine göre Dünya’nın en kötü yönetmenlerinden ve filmlerinden tarzında eleştiriler yapılmıştı izleyici tarafından.
Filmin konusu Ed Wood’un hayatı etrafında kurulu. Renkli ve hareketli bir hayat anlayacağınız bundan dolayı da sürükleyici de diyebilirim. Aslında şöyle bir dışarıdan bakıldığında Ed Wood’un hayatı diyebilirsiniz. Ama filmde bana çoğunlukla Bela Lugosi’nin de hayatına değinilmiş gibi geldi. Yani; filmin çoğu Ed Wood Bela Lugosi’ yi işlemiş. Ed Wood ve Bela Lugosi’nin filmler çekmek için ne kadar uğraştıklarını görmek hüzünlüydü. Ve Johny Deep gerçekten iyi oynamış fakat onun kadar da iyi oynayan yardımcı oyunculardan Martin Landau’da performansıyla dikkat çekiyordu. Oyuncuların performansı, siyah beyaz film oluşu o eskimişliği yansıtması bakımından iyiydi. Fakat müzikler daha iyi olabilirdi.
Kimilerine göre yönetmen iyi veya kötü bir yönetmen ama yaşadığı zorlukları ve kimseyi pek kafaya takmadan kendi kafasına göre yer yer izleyicinin filmlere bakış acısını ironikleştiren bir yönetmen eleştirisini yapabilirim.
Amacım sizi de meraklandırıp filmi izletmek olduğu için filmin çetelesini tutmadım. Sevgili okur film dünyası tutkunlarına, radyo sinema ve televizyon bölümü öğrencilerine tavsiye edebileceğim bir film.
O halde haydi İyi seyirler.
Hoşça Kalın…