Cenaze günü yaşadıklarımı anlatmak için bu yazıyı kaleme aldım. FETÖ/PDY soruşturması kapsamında tutuklanan ve annelerinin cenaze törenine katılmak üzere izinle cezaevinden çıkarılan Boydakları görüntülemek adına hastane önüne gittim. Benden başka hiçbir basın mensubu arkadaşım olmadığı için daha dikkatli davrandım. Ve eleyerek fotoğraf çektim. Başka arkadaşlarım olsa haber atlamamak, fotoğraf atlamamak için her şeyi çekebilirdim. Orada tüm Boydak ailesine saygı göstererek çalıştım. Ölüm bu, acı, anneyi kaybetmek, zor bir durum elbette. Gazetecilikten önce insanım bende.
İsmini bilmediğim bir genç bir Boydak yanıma geldi ve “aile bireylerini çok yakından çekmezsen sevinirim. Zor günlerden geçiyoruz” dedi. Bende, “merak etmeyin lütfen. Ben buraya sizi rahatsız etmek için gelmedim. Size saygısızlık yapmadan, sizi rahatsız etmeden, incitmeden uzaktan çalışacağım” dedim. Teşekkür ederek bende sizin işinize saygı duyuyorum amacım işinizi engellemek değil dedi ve seviyeli bir konuşma geçti.
Aradan birkaç dakika geçince yine başka bir Boydak (Mustafa Boydak’ın oğlu) gelerek bir şeyler söyledi üslubu biraz daha sertti ama ben yine aynı şeyleri söyledim. Ardından Mustafa Boydak oğluna seslenerek, “oğlum gel buraya muhatap olma şununla” dedi. ‘Şununla’ derken Başkan?
Normal şartlarda Mustafa Boydak’ın böyle kelimeler kullanacak biri olmadığını düşünmek istiyorum. Basın mensuplarıyla güzel ilişkiler içerisinde olduğunu biliyorum. Daha önce başka bir basın mensubunu bu tür aşağılayıcı sözlerle incitmiş midir bilmiyorum? Ama şunu söylemem lazım ki KAYSO Başkanı Mustafa Boydak beni gerçekten incitti. Kaba bir insan olmadığını biliyorum. Sayın Boydak, haber yapmaya bizi çağırdığınızda bizimle muhatap olmayacak mısınız?
Ben yinede bu sözleri acıyla sarf ettiğinizi düşünmek istiyorum. Annelerin hakkı ödenmez. Bu sebepten anneniz için üzgünüm. Tekrar başınız sağ olsun.