Bu saatte yazı yazması da ayrı bir güzel oluyor. Aklıma bugün gireceğimiz dersler geldi. Yine düşünmeye başladım. Vizeler bitti dersler başladı ama biz hala ders moduna geçemedik. Derse gidiyoruz ama bir şey anlayamıyoruz. Her halde öğrenciliğin en kötü yanı budur. Derslere tamamen katıl ve bir şey anlama. Aslında bizlerin de bir suçu yok. Dersler ve sistem öyle ki bizi köşe sıkıştırmış eziyor adeta. O kadar öğrenci var hepsi aynı dertten yakınıyor. Derslerin böyle yoğun olması ve öğrenciye seçenek bırakmaması. Sınavlar deseniz ayrı bir dert. Vizeler bitti ama sonuçlar nasıl derseniz.

Parçalı bulutlu diye cevap gelir. Öğrencilerin büyük çoğunluğu böyledir. Aslında parçalı bulutlu da değildir de onlar öyle kandırırlar kendilerini. Sonuç bildiğiniz kötüdür. Sonuçların kötü olmasının nedeni de sistem diyeceğim. Çünkü sistem uygulama derslerini o kadar az veriyor ki. Hep teorik dersler alıyoruz. Buda haliyle öğrenciy sıkıntıya sokuyor. Bir gazetecilik bölümü öğrencisi uygulama ders almaz mı? Size soruyorum siz en basit mantık kullansanız gazeteci olacak birine uygulama dersi vermez misiniz? Şimdi aklıma geldi de. Geçen gün Fotoğrafçılık dersindeyiz. Vizeden bir sonraki hafta. Hoca sınav sorularını değerlendiriyor. Ders fotoğrafçılık dersi fakat sorunların hepsi teori. Teori de olsa iyi hepsi ayrıntı. Diplere köşelere girmiş soruları bulup çıkartıp önümüze koymuşlar. Resmen bizi zorlamak adına yapılmış gibi.

Hocana saygısızlık edip de diyemezsin de bu neden böyle diye. Biz birinci sınıftayken ikiye geçeceğiz de rahat edeceğiz diyorduk. Fotoğrafçılık, Grafik Tasarım vs. uygulamalardan her türlü yaparak öğreniriz diyorduk. Karşımıza çıkanlardan sonra ben bir daha üst sınıfta şunu yapacağım demiyorum. Bize Grafik tasarım dersinde en son kullanacağımız program öğretiliyor. Bir gazetecilik öğrencisinin Corel Draw ile ne işi olur anlayamadım. O kadar örnek var ki gözümüzün önünde. Ulusal ve yerel bütün basın İn Desing, Quark gibi programlar kullanıyor. Corel Draw sadece logo yapmaya yarıyor.

Öğrenci ne yapsın?

Bir gazetecinin hayat boyu kullanmayacağı bir programı ona öğretiyorsunuz. Bir gazetecinin asla bilmesi gerekmeyen fotoğraf makinesi özelliklerini ona öğretiyorsunuz. Bir gazetecinin asla kullanmayacağı dersleri ona öğretiyorsunuz. Fakat en iyi yapması gereken şey haber yazmayı tam anlamı ile öğretmiyorsunuz.

Bu ne perhiz he lahana turşusu…

Daha sonra da ödev veriyorsunuz. Gidin özel haber yapın getirin. Ondan sonra da üçüncü, dördüncü sınıf gazeteci adayları birinci, ikinci sınıflarda gazetelerde çalışan, sağda solda çalışan öğrencilerden haber istiyor. Bu dönem vize sınavı için haber isteyen hocalar olmuş üst sınıflardan. İnanın bir sınıftan en az 10 kişiye haber yazdım. Bunu hava olsun gösteriş olsun diye değil sadece örnek olarak verdim. Bize asla yapmayacağımız ve kullanmayacağımız şeyler öğretiliyor. Bunları kim, nasıl belirliyor bilmiyorum ama çok kötü bir uygulama. Bu durumdan şikâyet etmeyen bir öğrenci daha tanımıyorum. Uygulama dersleri olmaması ve uygulama yapılacak alt yapının hazırlanmaması büyük sıkıntı. Devamı yarın gelecek.

Engelliler günü

3 Aralık dünya engelliler günü. Gerçekten özel ve anlamlı bir gün. Onlar rabbim tarafından dünyaya gönderilmiş desteğe ihtiyaç duyan varlıklar. Onları asla özürlü olarak görmememiz gerekir. Engelleri ile dalga geçmeyip o açıklarını kapatmamız gerekir. Rabim herkese yardım etsin.  Bütün engellilerin gününü kutlarım. Engelli çocuğu olan ailelere ise sadece rabbimden sabır vermesini diliyorum.