Bu olayın yaşanması ülke gündemine düşerken apar topar bir karar alındı ve yayın yasağı getirildi. “Reyhanlı’da yaşanan olaylarla ilgili yayın yapamazsınız. Orada yaşananlara ilişkin gazetenizde haber ve köşe yazısı olamaz.” Bu da neyin nesi! Çok önemli bir olay oluyor. Tanıdığınız bildiğiniz kişileri devreye sokarak bilgiler alıyorsunuz fakat yazı yazamıyorsunuz. Gazetecinin silahı olan kalemi adeta tutukluk yapıyor. O silahın içerisindeki mermileri elinden alıyorsunuz. Sonra da deniyor ki: “Basın özgürdür.” Güler misin, ağlar mısın?

*

Dün sabah saatlerinde emniyetten bir memur geliyor ve diyor ki: “Reyhanlı’da yaşanan olaylara ilişkin uygulanan yayın yasağı kaldırılmıştır. Bu kâğıdı imzalayın.” Kâğıt imzalanıyor ve yayın yasağı kaldırılıyor. Ama iş işten geçmiş oluyor. Az önce de belirttim. Kalem Gazetecinin silahıdır. Mermilerimizi geri veriyorlar ama hedefi kaldırıyorlar. Yani al bu silahı havaya sık. Yani boşa sık. Sonra da deniyor ki: “Basın özgürdür.”  Güler misin, ağlar mısın?

*

Reyhanlı olaylarıyla ilgili birçok insanın aklında soru işareti var. Orada neler oldu, kaç kişi vefat etti, kaç kişi yaralandı, kaç kişi yara almadan kurtuldu… Bununla birlikte sosyal medyada çeşitli iddialar dolaşıyor. 177 ölü, 400 yaralı, 222 ölü 500 yaralı gibi… Ben tanıdığım birkaç gazeteciden bilgi aldım. Aldığım bilgiler hiç iyi değil. Üzgünüm, orada yaşananlardan, insanların insan yerine koyulmayışından, halkın bilgi sahibi olmasının engellenmesinden ve yayın yasağı getirildiğinden dolayı.

*

Yayın yasağını getirenler bu durumu net bir şekilde ne zaman açıklayacak buda merak ettiğim bir nokta. İnşallah tatmin edici bir açıklama gelir.