Önceki gün Büyük Birlik Partisi Kayseri İl başkanı Yaşar Bekir Soğman ile bir söyleşi gerçekleştirdim. Söyleşi sırasında bu konuları da uzun uzun konuştuk. Ama ben burada biraz daha açık olarak neler olduğunu yazacağım. İl Başkanı bana durumun hangi noktada olduğunu tek tek açıkladı. Açıklaması ise resmi kayıtlara ve belgelere dayalıydı.

*

Bu 4 yıllık süreci ve son durumu Yaşar Bekir Soğman şöyle anlattı: ‘’ Kaza süreci hala bir sonuca ulaşmamış durumda. Bu konu ile ilgili birçok sorular var. Büyük Birlik Partisinin kendi kadrolarının tespit ettiği, Devlet Denetleme Kurulu raporlarına işlenen 6 tane madde var. Ben bu maddeleri tek tek söylemek ve açıklamak istiyorum. Bunlarda bir tanesi o dönemin Kayseri Valisi Mevlüt Bilici’nin yapmış olduğu, ‘’Muhsin Yazıcıoğlu bulundu’’ ibaresi. Bu açıklama bizim Maraş’a gidip de arama çalışmaları yapmamızı geciktirdi. O gün çok büyük bir bilgi kirliliği meydana geldi. Kısa bir süre sonra yerin GSM operatörleri tarafından tespit edilmesine rağmen enkazın bir türlü doğru yerde aranmaması. Sürekli arayacak arkadaşların yanlış bölgelere yönlendirilmesi. Burada söylediğim şeylerin hiçbiri muallakta değil, hepsi net. Bunlar bilirkişi raporları önünde, savcılıkta olan belgelerin içerisinde yazıyor. Daha sonra bu bölgeye iki tane helikopter inip kalkıyor. Hatta bunlardan birisi kaza yapıyor, bunun enkazı da görsel ve yazılı basında görülüyor. Sonra radarların karartılmış olması. Biliyorsunuz o dönemin ulaştırma bakanı, ‘’Kazadan kaza çıkartmayın’’ diye bir tehdit savurmuştu. Bu helikopterlerin üzerinde GPRS cihazları var. O günlerde bildiğiniz gibi basında birçok şey yazıldı. Ama ortaya çıkan şey askerlerin cihazları söktüğü resimler ortaya çıktı. Bizim genel başkanımız cihazları istettiğinde verilen cevap, ‘’bu tür cihazlar askeriyenin içerisinde sökülür ve satılır.’’ Şimdi bunların olması o saatlerde yine aynı bölgede 2 tane jet uçmuş. Jetlerin belli bir fitten aşağıya yaklaştığı anda bir türbülans oluşturduğu biliniyor. Şimdi bu bilgilerin hepsini ele alınca bu işin kaza sürecinden çıkıp suikast olduğunu söylüyoruz. Bugün bu konu ile ilgili soruların hiçbirine cevap alınmadı.’’

*

Bu açıklamalar bir şeyleri gösteriyor sanırım. Bu olanların üstüne ben birkaç soru sormak istiyorum.

1-) Türkiye Cumhuriyeti Savcılığı bir cinayetin verilerini 4 yılda toplayamayacak kadar pasif mi?

2-) Yoksa bu dosya zaman aşımına uğratılmak mı isteniyor?

Umarım bu sorulara yanıt verebilecek birileri vardır.