Bu uygulama kapsamında ilk olarak Kayserimizin değerli yazarlarından Selim Tunçbilek’in ‘’On Üçüncü Gün’’ kitabından bahsedeceğim. Gazetemizi takip edenler bilir. Geçtiğimiz günlerde Selim hocamla çıkarttığı ‘’Şiir Vakti’’ dergisi ile ilgili söyleşi yapmıştım. O gün söyleşinin ardından bana kitabını vermişti. Kitap oldukça ilgimi çekti. Zaten şiir kitapları her zaman ilgimi çekmiştir. Fakat kitabın bir püf noktası vardı. Kitap darbe sonrası insanların tutumlarını eleştiren öyle noktalara değiniyor ki sonuna gelmeden bırakamıyorsun elinden. Kitabı 2 saatte okudum. Elimden düşmedi bile. Geçekten bu tespitleri yapıp da bu şekilde yazıya dökebilmek kolay değil. Selim Tunçbilek Hocama buradan saygılar.
***
Leyla ile Mecnun
Genel olarak izlediğim bir diziden bahsedeceğim. Leyla ile Mecnun dizisi. TRT’nin yayın akışında olan ve pazartesi aksamları oynayan iyi dizilerden biri. Absürt Komedinin bugün en önemli örneği diyebilirim. Senaryosunu Burak Aksak yazıyor. Yönetmenliğini Onur Ünlü yapıyor. Ekibe bakacak olursanız saymaya gerek yok zaten. Dizi yaptığı eleştiriler ve absürtlükler ile ilgimi çekiyordu. Bu nedenle sürekli takip ediyordum. Son bölümünde yine bir ilke imza attı. Oldukça etkileyici bir yerden vurdu. İzleyenleri adeta şaşkına çevirdi. Yazılan replikler, olan olaylar dünkü bölümde oldukça etkileyiciydi. Burak Aksak’ı bu noktada tebrik etmek lazım. Ali Ağaoğlu’nu öyle bir Ti’ ye aldı ki görmezden gelmek mümkün değil. Projeler konusundan vurmaya başlayan Burak Aksak, ormanların katledilmesi noktasında da Ağaoğlu’nu hırpaladı. Aslında bu bölümde olanları dalga geçmek olarak anlamamamız lazım. Bu bölümden çok şeyler çıkartılabilir. Kısacası gerçekleri biraz görebiliriz. Daha açık söylemek gerekirse, nasıl ormanlar katlediliyor, nasıl insanlar mahvediliyor, cepler dolsun diye neler yapılıyor. Her şey ortada görülüyor. Böyle bir konuya değindiği için Burak Aksak Hocama tebrikler diliyorum.
***
Sözün Özü
Okumak ve izlemek gerekir. Okuduğundan da izlediğinden de doğruları görmek, gördüklerinden ders çıkartmak yanlışları almamak gerekir. Çükü ilim okuma ve araştırma sonucu kazanılır. Kutsal dinimiz de bu konuda tutucu davranmıştır.
Hazret-i Enes (r.a) rivayet etmiştir: Peygamber Efendimiz (s.a.v.) buyurmuştur ki: “Çin’de de olsa ilmi arayınız. Çünkü ilim öğrenmek her Müslümana farzdır. Melekler, yaptıkları işten hoşlandıkları ilim talebeleri için kanatlarını yere sererler.”