Arif Efendi derki; “ Bunca varlık var iken gitmez gönül darlığı.” Gönül darlığı gitmeyen insanlar, şahıslar, gruplar dargınlık yapacak meselelerde boğuluyorlar. Ülkem diyerek inleyenler, en çok da yaşadıklarını ülkenin acısından beslenip zerre merhem teklif etmeyendir. Şunu bilin, oturduğunuz yerde tesbih çekmekle, banka hesaplarınızda milyon dolarlık yatırımları uyutmakla, devlete katkı payı konserler düzenlemekle hiçbir şey düzelmeyecek. Evet, güzel günler gelecek ama siz bağırdığınız zaman değil Batı’ya olan hayranlığınızı, İslam’a olan nispetinizi azalttıkça bu devlet kendine gelecek. Aydınlık yarınlar bahaneler ve eleştirilerle değil hakkı dilden dilinden düşürmeyenlerle gelecek.
Yine eski dervişlerden Niyazi Mısri ile devam edecek olursam, “ Dildeki davaya elde burhan gerek.” der, Mısri. Davamız var ama delilimiz havada kaldı. Bir düşünelim bakalım. Dava kim delil kim?