“Rabbim zindandaki sürem uzadı’’ diyor; Yusuf Suresi. Bizim zindanımız dünyadır.Kişinin zindanı göçemedikleridir. Hapseder içine bırakıp gidemediği sessizliği. Bizim zindanımız yalnızlığımızdır. Uzun uzadıya göçüp gidemedik ki.

Pür telaş içinde koşuyoruz hüzne. Bayram sabahında bekliyoruz, hicret edeceğimiz günleri. Müzne, loş bir gidememek getiriyor ruhlarımıza. Öyle bir beklemek gayesi var ki ömrümüzde, yıllar yılları alsa dahi bir olmaza boyun eğip, oturup sokak lambasının altına, şakaklarımıza değen yağmuru dinliyoruz. Dinmek ne kelime yağmurla beraber akan seline ve kanına karışıyoruz. Bekliyoruz, zaman geçmiyor. Akrep hâlâ aynı, yerli yerinde duruyor. Günler ne ki, günler geçmiyor. Evimiz, atamız, ana yurdumuz, göğsüne yaslanıp diyârım dediğimiz memleketleri unutturuyor bizlere telaş.

Göçüp gidemiyoruz şu dünyadan, kahırla bileniyor umutlar. Ölümü de artık bir umut sayıp bekliyoruz. Hep bir ağır hava içimizde, bir kaçakçı telaşı sürüp gidiyor. Giden zaman aslında, kimse karşı koyamıyor. Durdurup akan kanı kimse yerine çiçek dikemiyor ve toprağa damlattığımız kan, hortumlardan sızıyor.

Böyle giderken bu dünya, bu beşer ölesiye şaşarken nereye göçsün bizim gönüllerimiz. Hangi cihanı saadet bilelim bundan böyle. Taşları bir bir koyarken huzur diye hangi çocuk devirmesin şimdi oyun zannedip.

IMG 20180901 WA0069