“ Allah bizi şiir yazılacak bir evrende yaratmıştır. Şiir yazmayan insanlar bu gücü nereden buluyorlar.” Hakikaten bize verilen bir gücü kullanmama yetisine hangi güce teyamül ederek kullanmıyoruz. Bizi alıkoyan ne. Yığınların zulmüne katlanmamıza sebep ne? Yazamıyoruz, yazdıklarımızı gün yüzüne çıkaramıyoruz. Çıkanlarında hakkını veremiyoruz. Sanatın konuşulmadığı bir ülkede sanat yapmaya yeltenenler olarak hep geride kalıyoruz. Sanat bahsini açınca gerici oluyoruz. Ama bazen geride kalmak ileriki adımlara yol almaktan daha efdaldir. Hâlbuki, sanat insanoğlunun en süflî hislerine doğru alçalan yığınlarla dolu bu topraklarda, belki de dünyanın biricik sanat medeniyetinin kalbiydi.
Şimdi ne değişti de sanatın hakkını ihyada eksik kalıyoruz. Ya da hangi medeniyet bizim sanatımızı siyah çizgilerle karanlık topraklara gömüyor. Biz kimiz ey ahali, kimler içindir bu sanat deliliği…Mahbub-âlemin nasip etmesi ile zamanın üç günlük unutulmaz an’larına şahitlik ettim. Bir sahil kenarında biriken hüznümüze ortaklar tuttuk. Türkiye Yazarlar Birliğinin düzenlemiş olduğu 2. Genç Yazarlar Kurultayında 40 genç yazar arkadaş olarak, Türkiye’nin her bir diyarından Yalova’nın sevimli bir sahil kasabasında fikirlerimizi sunduk. Yazarların söyleşmelerinden fikriyatımıza paydalar kattık. Bu paydalardan biriside çok değerli yazarımız Hüseyin Akın’ın bir sözüyle zihnime yerleşti.