Uzun zamandır nasıl bu konuyu nasıl yazsam diye düşünürken birkaç gün önce yaşadığım bu diyalog beni buraya getirdi. Bir aile çocuklarını yetiştirirken elbette evlensin, okusun, hizmet etsin, hizmet görsün diye düşünerek büyütebilir fakat hiçbir aile çocuğunu yalnızca tek bir sebep üzerine odaklanarak büyütemez. Ailemin de benim üzerimde evlenmeme, okumama, çocuk sahibi olmama, dine ve insanlığa hizmet etmeme dair hayalleri var, dayatmaları değil. Dar görüşlülüğün her kesim insanda baş gösterdiğini gördükçe canım sıkılıyor. Muayyen yaşlara kadar okuyan aileler, çocuk değil münevver yetiştirdiklerini zannediyorlar ve asla yetiştirdikleri münevverlerin iş hayatına atılmadan evlenmelerine müsaade etmiyorlar. Evleneceksen neden okudun. Çalışmayacaksan okuma. Kocan çalıştırmayacaksa evlenme tabirleriyle sürekli bir zihin doldurma politikası içine giriyorlar.
Çok sevdiğim bir kız arkadaşım( üniversite 4. Sınıf) mezun olmuş arkadaşıyla ilk konuştukları andan itibaren evlilik kararı ile görüşmeye başlıyorlar. Seyrinde giden işler neticesinde erkek tarafı kıza mezun olduğunda çalışmanı istemiyorum diyerek gittiğinde, kızın da onayından geçiyor bu teklif ama asıl mesele ailede başlıyor tabi ki. Aile diyor ki madem çalışmayacaksın o zaman neden okuyorsun, şimdi okulu bırak.
Merak ediyorum eğitim almak yalnızca iş hayatında görünmek için mi alınıyor. Ben çocukluğumdan bu yana sanıyorum ki, okul bir eğitim kurumudur, iş kurumu değil. Şimdi elimden gelse o arkadaşımın ailesine diyecek çok sözüm olurdu. Böyle bir çağda elinde çok daha farklı imkânları olan bir genç kız evlenmeyi tercih ediyor ve sizde böyle bir evlada sahip olduğunuza şükredeceğiniz yerde ona neden okuduğunu soruyorsunuz?
Ben söyleyeyim neden okuyor ve neden evlendikten sonra çalışmamayı tercih ediyor. Osmanlı’da hangi kadın çalışıyordu? Ben hatırlamıyorum çünkü kadınlar yüksek oranda kendilerini eğitiyorlardı. Birden fazla yabancı dil biliyorlardı, güzel sanatlar, musiki, dini eğitim, edebiyat ve daha nice şeyler. Öğrendikleri işleri ustaca yapıyorlardı çünkü kadın yalnızca kendini eğitmez. Çocukları kadın yetiştirir. Devleti yöneten adamları kadınlar yetiştirir. Kendine yetememiş ve kendini yetiştirememiş bir kadın bu insanlığa yetecek bireyleri açığa çıkaramaz. Velhasıl kelâm bu çağın ihtiyacı olan bazen böyle düşünen genç kızlarımız, oğlanlarımız ve onlara engel olmayan aklı selim büyüklerimizdir.