Bu arada hainlerde boş durmuyor, planlarındaki son kontrolleri yapıyordu. FETÖ örgütü, o gün saat 03.00’te darbe planı yapıyordu. Darbe girişimi akşam saatlerinde deşifre olunca, Fetullahçı terör örgütü darbe girişimini erkene alınmıştı.
*İlk ihbar saat 16.16 da MİT’e yapılmıştı.
İlk silah sesleri ise, saat 22.00'de Genelkurmay Karargahından duyuldu. Bir helikopterden, dışarıda bulunanların üzerine ateş açıldı ve TRT Genel Müdürlüğü işgal edildi.
Halk ise olağan dışı bir hareketlilik yaşandığını, TV’lerden ve sosyal medyadan saatler 22.00’den sonra, duymaya başladı.

Darbelerden çok çekmiş Türk insanı, vatanını hainlere teslim etmemek için, bir dakika bile düşünmeden kendisini sokaklara, meydanlara attı.

Milletin, bir kısmı, TRT, Türksat, Emniyet Müdürlüğü, Valilik gibi stratejik kurumların etrafını korumaya alırken, bir kısmı da, askeri üslerin kapılarının önünde toplanıp, askerlerin kışladan çıkışlarını engellemeye çalıştı.

O gece Türk halkı olağan üstü bir mücadele verdi.

Özel Kuvvetler Grup Komutanı, Tuğgeneral Semih Terzi ve beraberindekiler saat 02.16'da Özel Kuvvetler Komutanlığı’nı ele geçirmek üzere, Gölbaşı'ndaki Özel Kuvvetler Komutanlığı’na gelmiş, hain komutan Semih Terzi, kahraman astsubay Ömer Halisdemir tarafından vurularak öldürülmüştü. İşte, kahraman astsubay Ömer Halisdemir’in FETÖ mensubu darbeci komutan hain Semih Terzi’yi vurması, darbenin seyrini değiştirdi.

Türk milletinin, 15 Temmuz mücadelesinde, 248 şehidimiz olurken, 2196 vatandaşımız da yaralandı. Türk milletinin, darbe girişimi karşısındaki direnişi bir destandı.
Türk milletinde destan çok, anlatmayla bitmez.
Bu da, 15 Temmuz Destanı olarak tarihteki yerini almış oldu.

Atalarımızın kanları ile aldığı bu vatan topraklarında, özgürce yaşamak için, vatanın bütünlüğünü milletin birliği için korumak için insanlarımız gözünü bile kırpmadan canını her zaman feda edebileceğini tüm dünyaya ve içimizdeki hainlere Türk milleti bir kez daha göstermiş oldu.
Damarlarında asil kan dolaşan Türk insanının, bu ülkeyi, bu milleti karşılıksız sevdiğini, bütün alem gördü.

Darbe girişiminden sonra iki yılda, neler yaşandı?

Darbenin 2. yıl dönümünde şehitlerimizi dualar ve çeşitli etkinliklerle anıyoruz.
Pekala bu yaşanan ihaneti, halkın üstüne kurşun yağdıracak kadar gözü dönmüş, darbeci Fetullahçı Terör Örgütü ile mücadele konusunda, iki yılda neler yapıldı?

FETÖ örgütü Erzurum’un Pasinler ilçesinden çıkmış, şizofren bir hastanın kurduğu, basit bir örgüt değildir. İddia ediyorum ki, FETÖ örgütü, PKK örgütünden çok daha tehlikelidir.

PKK, Kürt halkının küçük bir kısmını yanına çekerek, dış gücülerinde desteği ile varlığını sürdüren bir örgüttür.
FETÖ örgütü ise, her dini inanca sızabilmiş, birçok milletten insanları, örgütün içerisine dâhil edebilmiş. İnanılmaz para gücü olan, dış destekli, kripto istihbarat ve terör örgütüdür.

Altı İBADET, ortası TİCARET, üstü İHANET olan, bu örgütle mücadele çok önemlidir.

* 15 Temmuz’da, darbenin bastırılması ile birlikte, darbeci askerler gözaltına alındı.
* İkinci adımda, kamu kurumlarının içerisindeki, bu örgüte mensup kişiler, ilk önce açığa alındı, devamında ihraç, sonrasında ise birçoğu gözaltına alındı ve tutuklandı.
* Üçüncü adımda ise, bu örgüte finans sağlayan iş adamlarına operasyonlar yapıldı.

FETÖ ile mücadele kapsamında, Türkiye genelinde binlerce insan tutuklandı ve çalıştıkları kamu kurumlarından çıkarıldı.

  • Bu hain örgütün ihanet kısmındaki önemli isimlerin birçoğu yurtdışına kaçtı.
  • Ticaret kısmının, bir bölümü ikili ilişki, bir bölümü paranın gücü, bir bölümü de etkin pişmanlık yasasını kullanarak paçayı yırttı.
  • İbadet kısmı ise, Allah rızasını kazanacaklarını ve ibadet ettiklerini düşünerek, girdikleri örgütte en çok zarar gören kısım oldu.

Bu örgütün finans ayağı hukuk ayağı eğitim ayağı … çözüldü. Ama bir tek çözülmeyen ayağı var o da siyaset. Birkaç istisna dışında operasyonlar bir türlü siyasete sıçramadı. Adeta siyasi ayağı koruma altına alınmış gibiydi.

Türkiye’nin, her yerinde olduğu gibi, Kayseri’de de insanlar 15 Temmuz gecesi biran bile düşünmeden sokaklara çıktı. Allah’a çok şükür. Kayseri’de darbe yapacak askerleri taşımak için 12. Üs’ten kalkan uçaklar dışında, çok ciddi bir olay gerçekleşmedi.

Kayseri O geceyi, Emniyet Müdürlüğü’nde kurulan kriz masasındaki Kayseri valisi Süleyman Kamçı, Emniyet Müdürü İbrahim kulular, FETÖ savcısı Salih Kılıçdağı ve yine oradaki parti il başkanları sayesinde problemsiz atlattı.

FETÖ örgütü ile mücadele 15 Temmuz sonrasında, doğru işlemedi. Yakalanan FETÖ’cülerin birçoğu ya siyasetçilerin müdahalesi, ya yeterince delil ortaya konulamaması, ya da yargılamadaki kripto FETÖ’cüler tarafından serbest bırakıldı.

Bugün FETÖ tarafından gerçekleştirilen, 15 Temmuz hain darbe girişiminin ikinci yılında şehitleri anıyor, o geceyi unutmadığımızı, hainlere ve dünyaya duyuruyoruz.

Bazı gerçekleri de vurgulamak gerekir.
*FETÖ ile mücadelenin siyaset ayağına uğramamasından,
*Bazı önemli FETÖ’cülerin siyasetçiler tarafından adliye ve cezaevlerinden kurtarılmamsından,
*Gerçek FETÖ mensupları dışarıda kalırken birçok mazlumun işinden olması, cezaevlerine girmesi,
*Mahkemelerce örgüt üyesi ve yöneticilerine yeterli cezalar verilmemesi ,

Toplumun, FETÖ ile mücadeledeki inancını, zayıflatmıştır.

Devlet yönetimi belirli tarikatlara, cemaatlere teslim edilemez. İnsanlar aklını, bedenini, malını mülkünü, cemaatlere, tarikatlara teslim etmemelidir.
Son söz olarak, Fetullah Gülen’e kurdurulan istihbarat ve terör örgütü, binlerce ailenin yuvasını dağıttı. Askere, milletin üzerine kurşun sıktırdı. Bu ihaneti unutmak, mücadeleyi gevşetmek sulandırmak, bu örgüte tekrar güç kazandıracaktır. Bu nedenle 15 Temmuz 2016’ da gerçekleşen hain darbe girişimindeki şehitlerimizi bir kez daha saygı ile anıyorum.