Doğru söyleyeni dokuz köyden kovarlarmış. Hem doğruyu, hem doğru bildiğini söyleyenin işi daha zor.
Gazetecilik çoğu zaman iki ucu pis bir meslek. İnsanları yaşadıkları dünyada, ülkede, şehirde yaşananlardan haberdar etmek yoğun emek isteyen bir iş. Kimileri haberdar olmak ister doğal olarak. Kimileri de kafasını kuma gömüp gerçekleri görmezden gelmek ister. Kimileri de kabahatlerinin duyulmasını, görülmesini gizlemek ister. Bunların hepsi de doğal. İnsanız sonuçta.
Bunları neden söyledim. Bizim yaptığımız iş, hemşehrilerimizi haberdar etmek. Yaptığımız haberlerle toplumu duyarlı hale getirmek. Aileleri, çocukları, iş adamlarını, siyasetçileri, sıradan insanları kimi tehlikelerden, kötü niyetlerden, olumsuzluklardan haberdar ederek korumak. İnsanların tedbir almalarını, kendilerini muhafaza etmelerini sağlamak.
Tarım ve Orman Bakanlığı belli aralıklarla incelemeler yapıyor. Ülkemizde hileli, sağlıksız üretim yapan firmaları ifşa ediyor. Hangi şehirde, hangi firmanın hangi ürününün sağlık açısından zararlı olduğunu liste halinde yayınlıyor.
Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı geçtiğimiz günlerde bir açıklama yaptı. Şöyle dedi; "Bugüne kadar olan eski sistemde; taklit veya tağşiş yapıldığı laboratuvar sonucuyla tespit edilen gıdalar ile kişilerin hayatını ve sağlığını tehlikeye düşürecek şekilde bozulmuş, değiştirilmiş gıdalar, Bakanlığımız tarafından altı aşamalı bürokratik bir süreçle yönetiliyordu. Bunlar uzun süreçler aldığı için kamuoyu duyurularında uzun aralıklar meydana geliyordu. Herhangi bir yayınlama periyodu yoktu ve toplu şekilde yayınlanmaktaydı. Yeni sistemde kamuoyu duyuruları anlık olarak, elektronik ortamda tüketicilerimizle paylaşılacak"
Bu açıklamayla birilkte bakanlık bir liste yayınladı. İnsanımızın hayatını ve sağlığını tehlikeye düşürecek şekilde üretim yapan firmalar arasında şehrimizden 14 firmanın adı var. Dana sucukta kanatlı ve deri, sakatat, yoğurtta nişasta ve bitkisel yağ gibi hileler.
Bakanlık işini yapmış. Ürünleri laboratuvarda incelemiş, problemleri tespit etmiş. Liste olarak yayınlamış. Peki kaç kişi bakanlığın sitesini açıp bu listeleri kontrol ediyor. İşte gazetenin işlevi burada ortaya çıkıyor. Vatandaşı karşı karşıya olduğu tehlikeden haberdar ediyor. Listede adı geçen firmalar bundan rahatsız olur mu? Kesin olur. Bunu haber yapan gazeteci de işini yapmış olur. Gerisi vatandaşın bileceği iş.
Vatandaşın hayatı ve haber arasındaki ilişkiye gıda üzerinde oynanan oyunlarla ilgili haberler sadece bir örnek. Okuduğunuz her haber sizi şahsi olarak ilgilendirmese de, birilerini rahatsız etse de genel anlamda toplumun yararı vardır. Hiç haberiniz olmasa, ne yediğinizi bilmezsiniz. Ekonomideki yolsuzluklar, siyasetteki olumsuzluklar, dünyadaki savaşlar… Neler olup biter de ruhunuz bile duymaz.
Doğruyu söyleyeni dokuz köyden kovmak, aslında bırakın bizi kandırılmaya devam edelim demekle aynı anlama gelebilir. Hoşumuza gitmese de gazeteler uyandırma servisidir.