Erbakan, Demirel, Ecevit hayatlarının son anlarına kadar gündelik siyasetin içinde oldular. Kemal Kılıçdaroğlu mesela. Cumhurbaşkanı olamadı.

Bütün beklentileri, planları alt üst oldu. Sadece Cumhurbaşkanlığı seçimini kaybetmekle kalmadı. CHP Genel Başkanlığını da kaybetti. Hatta artık millletvekili bile değil. Ama neredeyse her gün siyasi bir çıkış yapıyor. Israrla bu-ra-da-yım demeye devam ediyor. Bildiğimiz örneklere bakınca aktif siyaseti bırakıp köşesine çekilen siyasetçilere Türk siyasetinde pek alışkın değiliz. Ahmet Necdet Sezer ne oldu, ne yapıyor bilen var mı? Resmi twitter heesabından en son 31 Ağuustos 2014 tarihinde paylaşım yapmış. Ondan sonrasında ses soluk yok. Ne yapar ne eder bilmiyoruz.

Abdullah Gül de aktif siyaseti bıraktı. Ama seçim dönemlerinde ortak aday olur mu olmaz mı diye ismi geçti. Kimileri siyasetin içine çekmeye çalışsa da Kılıçdaroğlu gibi çıkışlara hiç başvurmadı. İşin doğrusunu söylemek gerekirse siyasi olarak ne durumda, sosyal hayatında ne yapar ne eder onu da bilmiyoruz. Siyasi haberlere konu olmadığı gibi, magazin haberi de çıkmıyor hakkında. Şehrimize de çok fazla gelmiyor. Artık kendisini hemşerimiz gibi hissediyor mu onu da bilemiyoruz. Çünkü bilinçli bir şekilde uzak duruyor gibi bir algı oluşturuyor. Emekli cumhurbaşkanı olarak gelip burda cami avlusunda mı oturacak, kahvehaneye gidip çay mı içecek? Ne bekliyoruz ki?

Tamam, ununu eleyip eleğini asmış olabilir. Ama Abdullah Gül seyrek de olsa sosyal medya paylaşımları yapıyor. En son 1 Ekim’de sosyal medyada şöyle bir paylaşım yapmış. “Öncülük edip, 3 Ekim 2009’da Nahçıvan’da kuruluş anlaşmasını imzaladığım Türk Konseyi, bugün Türk Devletleri Teşkilatı olarak 15. yılını kutluyor. Bu vesileyle Teşkilat Sekretaryasını dün ziyaret ettim ve Türk Dünyasındaki güçlü dayanışmayı görmekten mutluluk duydum.” diyor. Bu paylaşımı cumhurbaşkanlığı dönemindeki resmi hesabından yapmış. Arada bir eski günleri hatırlaması doğal. Bu tür vesilelerle kendini hatırlatması da normal. Hemşerilerine dargın mı acaba? Ben onu merak ediyorum. Onların gözünden uzak durmayı, gönüllerinden ırak olmayı özellikle mi seçiyor?

GASTRONOMİ GÜNLERİ BAŞLADI

Kayseri Gastronomi Günleri başladı. Açılış Törenine Valimiz Gökmen Çiçek, Kayseri Milletvekilleri Sayın Bayar Özsoy, Murat Cahid Cıngı, Garnizon Komutanı Hv.Tuğg. Volkan Ersun Acar, Büyükşehir Belediye Başkanı Memduh Büyükkılıç ve İl Protokolü katıldı. Kayseri’nin zengin mutfak kültürünü tanıtmayı amaçlayan Kayseri Gastronomi Günleri bu yıl ikinci kez gerçekleşiyor. 4-10 Ekim tarihleri arasında meraklılar Millet Bahçesinde gastronomi günlerini takip edebilir.

Kayseri’nin gerçekten zengin bir mutfak kültürü var. Bu tür etkinlikler de şehir açısından muhakkak faydalı. Ama Kayseri denilince ilk akla gelen pastırma sucuk gibi ürünlerin fiyatı düşünülünce kültür zengin ama vatandaş fukara diye düşünmek kaçınılmaz. Üstelik vatandaşın imkansızlıklarını fırsata çevirmek isteyen epeyce sahtekar ve hilekar üretici olduğunu da unutmamak lazım. Tarım ve Orman Bakanlığının yayınladığı listeye bakmadan alışveriş yapmamakta fayda var. Tabi alışveriş yapacak imkan varsa.

Bir yanda şehrin güzelliklerini yaşatmak ve tanıtmak için böyle çabalar yürütülüyor. Öte yanda küçücük menfaatler için şehrin itibarını ayaklar altına alan insanlar var. Sorsanız dürüst, sorsanız çevresinde itibarlı, hatırlı iş adamları. Hiç yakıştıramıyorum. Bu şehre yazık ediyorlar. Emekleri boşa çıkarıyorlar.

Hoş olmayan konuları bir tarafa bırakalım. Umalım Gastronomi Günleri amacına ulaşsın. Başarılı olsun. Devamı gelsin, yıllarca sürsün. Zira güzel şeylere ihtiyacamız var. Hep karamsar yaşamak insanın moralini bozuyor.