Kayseri 2. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen davada tutuklu sanık Hacı Boydak Sesli ve Görüntülü Bilişim Sistemi ile hazır edilirken, tutuklu sanıklar Memduh Boydak, Şükrü Boydak ile tutuksuz sanıklar Mustafa Boydak, Erol Boydak, Bekir Boydak, İlyas Boydak, Murat Bozdağ ve Halit Bayhan duruşma salonunda hazır bulundu.
Duruşmanın öğleden sonraki oturumunda yine sanıkların esasa ilişkin savunmalarına devam edildi.
ŞÜKRÜ BOYDAK: "HER ADIMIMIZ SUÇ OLDU, NEFES ALDIĞIMIZ BİLE SUÇ"
Savcılık mütalaasında ‘silahlı terör örgütüne üye olma’ suçundan cezalandırılmasını istediği tutuklu sanık Şükrü Boydak, “Bugüne kadar kimseden para istemedim, ihtiyacım da yok. Devlet, millet karşısında birisi değilim. Anadan doğma AK Partiliyim. GESİAD’ın hiçbir programına gitmedim, katılmadım. Kim, ne istedilerse verdik. Hayırsever olduğumuz için yargılanıyoruz. Her adımımız suç oldu, nefes aldığımız bile suç. Ülkemizin birliği için çalıştık, hata yaptıysam devletimiz, milletimiz ve cumhurbaşkanımızdan özür dilerim” diye konuştu.
EROL BOYDAK: "ADIMIZ KURBAN, SOYADIMIZ GÜNAH KEÇİSİ OLDU"
Tutuksuz sanık Erol Boydak da savcılığın ‘silahlı terör örgütüne üye olma’ suçundan cezalandırılmasını istediği mütalaasına cevap olarak şu savunmayı yaptı: “Ben Boydak Holding yöneticisi değilim, bu konuda yargılanamam. Bizim adımız kurban, soyadımız günah keçisi oldu. Bir ailenin toplu kıyımı var. Bu sessiz çığlığımızı artık birileri duysun. Benim için milat 15 Temmuz’dur. Devletin bilmediğini, Boydak ailesi nereden bilecek” dedi.
HACI BOYDAK: "MEMDUH BOYDAK’A CEZA VERİLECEKSE BANA VERİN"
Savcılık mütalaasında ‘silahlı terör örgütüne üye olma’ suçundan cezalandırılmasını istediği tutuklu sanık Hacı Boydak ise “Hayatımı, vatanıma, milletime faydalı olmak için çalıştım. Sırtımda kanepe taşıdığım günlerden bugünlere geldim. Yaptığı her faaliyet ortada, kamuoyunun gözü önündedir. TBMM bana üstün hizmet madalyası verdi, cumhurbaşkanı, başbakan hayırseverliğimiz ile hep övündü. Dini inancım gereği, ceza almamak için yalan söylemem. Darbe yapanların Allah belasını versin. Herkesin cemaat olarak bildiği o dönemde biz de eğitime destek verdik. İrademizi ipotek etmedik. Milli Eğitim’e bir çok okul ve yurt yaptık. Camiler, kuran kursları, sağlık ocakları yaptık. Süleymancılara, Sefa Vakfı’na Seyyid Burhanettin Vakfı’na ve bir çok vakfa iftar yemeklerini karşılayarak yardım yaptık. Diyarbakır’da 5 yıl boyunca Büyükşehir Belediyesi’nin organizasyonunu yaptığı yerde 3 bin kişilik yemek verdik. Ben koskoca işadamıyım, kimden para isteyeceğim, herkes benden istiyor. ABD’ye giden kişilerle 9 senedir oturmalar yaptık. 25 sene Topbaş cemaatindeki arkadaşlarla oturmalara katıldım. Bunun dışında hiçbir cemaat oturmasına katılmadım. Büyükşehir Belediyesi’nin kardeş şehir organizasyonu ile ABD’ye gittik. Buradaki görüşmelerden sonra topluca Pensilvanya’ya gidildi. Söz konusu o resim de orada çekildi. Program 8 gündü ama ben 3. günde döndüm. Kayyumlar fabrikalarımızı çalıştıramıyor, Diyarbakır’da çocuklar dağa çıkmasın diye fabrika açtım, 200 kişi çalışıyor, biz çalıştırsak 800 kişi olacaktı. Babamdan miras ve alın terimiz ile kurduğumuz şirketimizdeki hisselerimize savcılığın talep ettiği müsadereyi kesinlikle reddediyorum. Sizden önceki başkan beni Adli Tıp’a gönderdi. Ben gitmedim, hastalığımdan dolayı tahliye olmayı onur kırıcı buluyorum, daha sonra askerler zorla beni Adli Tıp’a götürdüler, orada da doktorlara kanseri yendiğimi, bir şeyim olmadığını söyledim. Melikşah Üniversitesi’nden dolayı Memduh Boydak’a ceza verilecekse bana verin. Memduh Boydak’tan, hanımı Meral Boydak ve çocuklarından özür diliyorum. Çünkü Memduh Boydak’ı Melikşah’a ben görevlendirdim. Mustafa Boydak, Türkiye’nin en ünlü bankacısıdır. İki bankayı birleştirip Arapların bankasına sattı. Buradan gelen paranın yarısını Ülker, yarısını da biz aldık. Biz aldığımız para ile fabrikamızı büyüttük, yatırıma dönüştürdük. Milliyetçilik sokakta bağırmayla olmuyor. Mustafa Boydak vatan kahramanıdır” ifadelerini kullandı.
Mahkeme heyeti duruşmaya yarın devam etmek üzere ara verdi.
