Ne demişti Bebek katili Öcalan'ın avukatı olan Aynı zamanda CHP Parti Meclisi üyesi MUSTAFA SEZGİN TANRIKULU, Mardin Nusaybin de halkın güvenliği için 9 gün süren sokağa çıkma yasağı uygulanmıştı. Amaç hepinizin malumu PKK terör örgütüne yönelik temizlik harekatıydı. Öldürülen PKK'lıların sözcüsü gibi konuşan Tankırulu, "Yaşanan her ölüm, bölge ve Ankara arasındaki makası daha da açmaktadır. İnsanların siyasete, siyaset kurumlarına ve parlamentoya güvenleri yok olmak üzeredir" ifadelerini maalesef ki kanımız donarak izledik. Bebek katili CHP Parti Meclisi üyesi Kılıçdaroğlu'nun sağ kolu Sezgin Tanrıkulu, PKK'lı teröristlerin işgal ettiği bölgelere yönelik temizlik operasyonu yapan güvenlik güçlerine de hakaret ederek sözlerini şöyle sürdürdü: "Operasyon yapanlar bine yakın kişi ve Nusaybin dışından getirilen güvenlik gücüdür. Hiç kimsenin bugüne kadar görmediği şekil ve tipte insanlardır." Tanrıkulu haklı aslında kendisi çevresinde pek adam görmemiş anlaşılan yiğit nedir bilmemiş (!) ondan kahraman Türk askeri ve Türk polisi için bu şekilde sözler sarf etmiş. Bizim avukat tanrı kulu durur mu ? CHP’li Gürsel Tekin’inde yer aldığı bir toplantıda aldı mikrofonu eline başladı PYD’yi savunmaya “Suriye'deki son durumu ve bölgedeki farklı grupların yapılanmalarını değerlendiren Sezgin Tanrıkulu, ''Suriye sınırında YPG ve PYD den önce DAEŞ vardı hükümet rahatsız değildi. DAEŞ bayrakları diğer tarafta sallanıyordu, AK Parti bundan rahatsız değildi. Bunlar Suriye halkından daha çok dünyanın çeşitli ülkelerinden gelmiş cihatçılardan oluşuyordu bundan rahatsız değildi. Ama kendi topraklarında farklı halklardan, Türkmenlerden, Araplardan oluşmuş PYD'den rahatsız. Hükümet neden Türkiye'ye yönelik bir eylemi olmamış, kendi halkını temsil etmeye çalışan bu örgütten rahatsız. Bunu hükümetin açıklaması lazım” diyerek ayrı bir skandala neden oldu. Sayın Tanrıkulu Allah aşkına siz nasıl baro başkanlığı yaptınız gelin biraz diyeceklerime kulak verin… Daha b n okratik Kürdistan temelinde gerçekleştirmek" tanımı yer alıyor.
Üç yapı içinde örgüt yapısı/örgütlenme ise şöyle:
PYD tüzüğü: "Abdullah Öcalan'ı "önder" kabul eder; PYD paradigmasında kadın temsiliyet kotası yüzde 40'tır. Kadın ve gençler parti içerisinde öncü rol oynar."
KCK sözleşmesi: "Kurucusu ve "Önder"i Abdullah Öcalan'dır. Her çalışma alanında yüzde 40 cins kotası gözetilir."
PKK tüzüğü: "Abdullah Öcalan'ı; yoldaşı ve düşüncelerini kendi çizgisi ve "Önderlik Kurumu" olarak kabul eder. Bütün üst yönetim organlarında kadın ve erkeğin en az yüzde 40 temsilini esas alan cins kotası uygulanır."
Yine, aynı yapılardaki "örgüt üyeliği/sistem yurttaşlığı" tanımlarının benzeşmesi dikkat çekicidir.
PYD tüzüğü: "18 yaşını dolduran kişi Önder Apo'nun demokratik uygarlık çizgisine, parti programına ve yönetmeliğine inanır ve yaşamına uygular."
KCK Sözleşmesi: "Kürdistan'da doğup yaşayan veya KCK sistemine bağlı olan herkes yurttaştır."
PKK tüzüğü: "Parti kadrosu (üyesi), kendini Apocu tarz, tempo ve üsluba ulaştırarak parti amaçları için yürüttüğü mücadele ile yoldaşlarına ve tüm topluma örnek olan kişidir."
Matematiğim çok iyi değil ama bu tüzük maddeleri gösteriyor ki PKK=PYD=KCK
O kadar benzerlikler var ki kimse sözde birbirinden bağımız olan Örgütler ikiz kardeş olmuşlardı. PKK’yi terör örgütü kabul eden ABD ve Avrupa için tamda sığınacak bir liman olmuştu PYD. ABD’nin DEAŞ aracığıyla kahraman ilan ettiği PYD PKK’nın uluslararası yüzü olacaktı. Lakin ABD hiç KCK – PYD – PKK terör örgütlerinin tüzüklerine göz atmadı mı? Koca dünya devi bir tüzükten mi habersiz…
Şimdi Tanrukulu’na soruyorum PKK Terör örgütü müdür ? Eğer PKK terör örgütü değilse Terör Örgütü olabilmesi için daha kaç askerimizi Şehit etmesi gerekiyor ? Sayın Kılıçtaroğlu’ na sorum PYD ye terör örgütü dahi diyemeyen birini nasıl Atatürk’ün partisinde milletvekilli koltuğun da oturmasına izin veriyorsunuz?