Yorgunlukların,mutlulukların içerisinde kendimize küçük zaman dilimleri yaratmaya çalışırız.İstiyorsak gerçekten bunu,başarılı da oluruz.Sevdiğimiz bir sanatçının şarkısı dinlemek bizi kendimize getirir ya da önerilen bir film aklımıza gelir onu izleriz.
İnsan ruhuna farklılık katan bir filmi sizlerle buluşturmak niyetim.1989 İngiltere-İrlanda yapımı bir film.Üniversite hocam Christy Brown Sol Ayağım kitabını önermişti.Kitabı raflarda aramama rağmen bulamadım.Sonrasında internet üzerinden yaptığım araştırmada bu kitabın filminin zamanında yapıldığını öğrendim.
İlk olarak filmin konusunu okumuştum.Sonrasında okuduklarımdan etkilendim. Sayfaya düşülen notta şunlar anlatılıyordu: “Beyin felçli olarak doğan Christy Brown, hastalığı nedeniyle hareketlerini kontrol edemez ve tekerlekli sandalyeye mahkum bir yaşam sürer. Ancak çocukluğunda, sol ayağının felçten etkilenmediğinin farkına varması hayatını değiştirecektir. Christy, sol ayağını kendine verilmiş bir şans olarak görür ve azmin de yardımıyla hastalığının etkilerini yenmeye çalışır. Bu çalışmanın sonucunda ise sakat vücudunun içinde gizli olan zeka ve yazma yeteneği ortaya çıkacaktır.Sadece sol ayağını kullanarak yazdığı romanlar ve şiirler, sonraki yıllarda Christy Brown’un İrlanda edebiyatının saygın isimleri arasına girmesini sağlayacak ve azimle çalışmanın sonucunda imkansız diye birşeyin olmadığını tüm insanlığa gösterecektir.Christy Brown’ın ölümünden dokuz yıl sonra çekilen film, yazarın hayatından kesitleri anlattığı kitap olan Sol Ayağım’ın sinema uyarlamasıdır. Kimi zaman hüzünlü, kimi zaman eğlendirici olabilmeyi başaran filmin, azim ve umut hikayesi olarak vereceği evrensel mesajları var.”
Bu cümlelerin arasında insanın kendini tekrardan keşfetmeye çıkması kaçınılmazdı.Beyin felci olan bir hastanın hayatının bana getirileri çok fazla olacaktı.Christy,sadece sol ayağını kullanabiliyordu.Annesinin ona aldığı tebeşirlerle küçük tahtasına bir şeyler karalıyordu.Babası ise oğlunun rahatsızlığından utanıyordu.Bir gün Christy’nin yere tebeşirle “Mother” yazmasından sonra babasının oğluna karşı fikri değişti.
Onun hiçbir şey yapmayacağına ve ailesine bağımlı bir hayat süreceğine inanan babası o günden sonra fikrini değiştirdi.Kardeşleri,Christy ve annesi birbirlerine her zaman destekti.Özellikle de annesi,çocuğunun hastalığı için her yolu deneyen bir anne vardı karşımda.İzledikçe gerçek hayatla badaştırıyor.Annelerin çocukları için verdikleri uğraşa biraz daha saygı duyuyordum.
Sol ayağıyla matematik işlemleri yapan Christy, diğer taraftan da muhteşem resimler yapabiliyordu.Tanınmış bir ressam olacaktı ve günün birinde kendi hayatını kaleme aldıracaktı.Öylede oldu.İyi bir ressam ve kitap yazarı olarak adını duyurdu.
Bu arada tedavisine yardımcı olan doktoruna da aşık olmuştu.Fakat doktorunun ona duyabileceği sevgi bir hastaya duyulan sevgi ile eş değerdi.Christy’nin ilk defa kalbi orda kırılacaktı.Kırıldı da…
Her duyguyu insan yaşamak ister hayatı boyunca.Filmin baş kahramanı da mucizevi bir duygu olan aşkı tatmak istiyordu.Tüm hırçınlığı sevgiye dair arayışındandı belki de.
Gün batımının birinde istediği sevgiyi bir manzaraya karşı bulacaktı.O zaman tüm emeklerine ve umuduna değecekti.
Bu yüzden filmi izlemenizi tavsiye ediyorum.Düşüncelerinize anlam katacağını sizleri kısa bir süreliğine olsa tüm dertlerinizden uzaklaştıracağı,başka zamanlara götüreceği kanısındayım.Haftasonu kendinize vakit ayırın.