“Sanki sen hayatında hiç yalan söylemedin” dediğinizi duyar gibiyim. Beni boş verin. :)
Günümüzde teknolojinin ilerlemesiyle yalancının mumu artık yatsıya kadar yanmıyor. Ben size yalancısınız demiyorum. Sizler de zaten yalancı değilsiniz. O halde gelin beraber bizi yalana sevk eden konulara şöyle bir göz atalım:
- Çevremizdekilere farklı bir imaj çizmek.
- Kritik durumlardan zarar görmeden çıkmak.
- Anı kurtarmak.
- Çıkarlar
Bunlar gibi daha birçok sebepler.
Sizin defineniz dürüstlüğünüz olsun. Kimseciklerin definenize ulaşmasına izin vermeyin. Unutmayın ki doğruluk ve dürüstlük iyiliği, yalancılık ise kötülüğü beraberinde getirir.
Elde edeceğiniz başarıları ya da herhangi bir şeyi yalanlarla kazanmaktansa doğrularla kaybetmeyi tercih edin. En azından karakterinizi kaybetmemiş ve içerinizdeki insanlık duygusunu pekiştirerek vicdanınıza hesap vermekten kurtulmuş olursunuz.
Mevlana’nın da dediği gibi “Topraktan geldik toprağa gideceğiz. Mühim olan çamurlaşmamak”
Ölümün olduğu şu dünya ’da gününü kurtarmak için yalanların peşini bırakıp hakikatin peşinden koşmalısın. Çünkü gün değişir ama hakikat değişmez. ‘seni ölüme de götürse doğruluktan asla ayrılma’ diyen Hz. Ömer ne güzel söylemiş değil mi?
Bu konumuzun başlığının cevabını verip yazımın sonuna geldiğinizin haberini söyleyim.
Mevlana’nın da dediği gibi “Doğruların yemin etmeye ihtiyacı yoktur”