Yine nerden çıktı bu soru dediğinizi duyar gibiyim. Bugünkü köşemde eskilerden ve günümüzden bahsedeceğim.
Aslında doğrudan ya da dolaylı olarak insanı kendisinden başka hiç kimse ötekileştirmez!
Günümüz teknoloji çağı olarak nitelendiriliyor. Bizlerde teknoloji bağımlılığına doğru sürükleniyoruz. Şöyle bir dikkatli bakarsak çevremize elinde akıllı telefonu olmadan değil bir saat bir dakika zaman geçiremeyen bireyler… Bana dokunmayan yılan bin yaşasın mantığı. Duyarsız ve bilinçsiz nesiller, ellerindeki sanal âlemden başka çevrelerinde olup bitenlerden bir haber hayatlar…
Bu olumsuz özellikler saymakla bitmez. Oysa eskiden ne güzel saygı, sevgi vardı birine bir şey olunca yardımlaşma vardı. Birinin sıkıntısını kendi sıkıntın olarak benimseyip çözüme kavuşturma vardı. Çocukluk dönemleri bile farklıydı. Örneğin;
Sokaklarda çıkıp akşamlara kadar oynama vardı. Kısacası dolu dolu yaşanmış geçmişler vardı. Günümüzde akıllı telefonlara, televizyonlara, tabletlere bağlanmış gelecekler var.
Maddiyat maneviyatın önüne geçmiş bulunmakta…
Bu yazımı okudukça sizin de aklınıza yazdıklarımdan fazlasının geldiğine eminim. Aman sessiz olalım, aramızda kalsın düşündüklerimiz…
Özdemir Asaf şiirinden bir kesitle sona yaklaştık sevgili okur
Eskiden
Ne güzel insanlar vardı eskiden.
Çocukluğumuzu kaplamışlardı
Bize masal anlatırlardı.
Cinlerden, perilerden.
Büyük anneler, büyük babalar vardı.
O zaman hepsi uzaktı ölümden.
Hem sevdirir hem korkuturlardı.
Acı hikâyeleri bile tatlı başlardı.
Demek bunun için gittiler hikâyelerden.
Ne güzel insanlar vardı eskiden.