Ak Parti İl Başkanı Şaban Çopuroğlu:
“Bu yapılan operasyon, ilk değil. Bundan öncede birkaç sefer denediler, geçtiğimiz tarih boyunca bunları hissediyoruz ve biliyoruz. Yıllar içinde böyle ekonomik operasyonlar yaptılar. Biz Elhamdülillah birlik beraberlik içinde olduğumuz müddetçe bunların altından kalkacağımıza inanıyoruz. Tabii bizim burada en büyük dikkat etmemiz gereken şey, moralimizi bozmadan herkes yaptığı işe devam etmeli. Daha öncede söylendiği gibi kimsenin dövize borçlanmaması. İşin kısası siyaseten, bir şey yapmak istediler ve yapamayınca başarılı olamayınca ekonomik olarak yapmaya çalışıyorlar. İnşallah bunda başarılı olamayacaklar. Her zamankinden daha çok birlik beraberlik içinde olduğumuz müddetçe, inşallah önümüz açık. Bunu söylerken tabi insanlar belli bir şey istiyorlar yani 1 ay sonra 5 ay sonra ne olacak gibi… Bu memleketin her zaman için bu tür saldırıları olmuş, hepsinden de elhamdülillah güçlenerek çıkmışız. İnşallah bundan da güçlenerek çıkacağımızı umut ediyoruz. Üreten, üretmeye devam etmeli.”
Başkan Tok dolarda devam eden yükseliş ile ilgili ise, “İlk darbe sürecini beceremeyenler, haçlı dünyası ve onun uzantısı, eli kanlı terör örgütü, 15 Temmuz hain darbe girişimini gerçekleştirmek istedi. Bu durumun ekonomik darbe ile sürdüğünü hepimiz görüyoruz. Bu noktada da milletimizi, daha kenetlenmeye davet ediyorum. Çünkü gece artan bir doların gündüz devam eden bir seyrini görüyoruz. Devletimize ve yüce milletimize, var olan bir saldırının devamını yaşıyoruz. Nasıl ki 15 Temmuz’da o ruhu beraber sağlayıp, o darbeyi sükunet ile atlatmışsak, bugün yaşanan ekonomik sıkıntıları ve ekonomik darbeyi de milli ruh ile beraber aynı inançla atlatmak hepimizin görevi diye düşünüyorum.” şeklinde konuştu.
CHP İl Başkanı Ümit Özer:
“Türkiye Cumhuriyeti’nin 16 yıldır kötü yönetildiğini her fırsatta dile getiriyoruz. Bunu ülkenin ana muhalefet partisi olarak iktidarı yıpratmak için değil, Türkiye’yi sevdiğimiz için iktidarın kendine çeki düzen vermesi için tekrarlayıp duruyoruz. Maalesef güç sarhoşluğuna kapılan iktidar patisi bu uyarılarımızı hiçbir zaman dikkate almadı. Yine almıyor. Bakın 16 yıl boyunca ülkemiz milyarlarca dolar borçlandı. Cumhuriyet tarihindeki tüm hükümetlerin kat be kat üstünde bir borçlanma gerçekleştiren AKP hükümetleri, bu borçlanmanın karşılığında tek bir kişinin istihdamını sağlayacak bir adım atmadı. Türkiye’nin tüm kaynakları betona gömüldü. Vatandaşa dövizle iş yapmamasını öneren iktidar kendisi yaptığı tüm ihalelerde döviz üzerinden anlaşmalar yaparak yandaşlarını zengin etti. Zengin etmeye de devam ediyor. Bunun bedelini ise yoksul halkımız daha da yoksullaşarak ödüyor. Biz bu yanlışları eleştirirken, örneğin milyarlarca liraya mal olan sarayın inşasına karşı çıkarken AKP, “İtibardan tasarruf olmaz” diyerek israfı, tüyü bitmemiş yetimin hakkının çalınmasını, ülkenin kaynaklarının heba edilmesini savunuyordu. Biz Atatürk’ün adını ağzına almamak için türlü bahaneler uyduran önceki TBMM Başkanına milyonlarca lira değerinde makam aracı alınmasını eleştirirken onlar sanki başbakanlık bütçesi başka bir ülkenin bütçesiymiş gibi meclis bütçesinden değil de başbakanlık bütçesinden alındığını söyleyerek adeta halkımızın akli ile alay ediyordu. Her seçim döneminde oy isteyip her seferinde ülkeyi daha kötü duruma sürükleyenler son seçimlerde de AKP’nin yeniden iktidarında ülkenin şaha kalkacağını ileri sürdüler. İşte seçimlerin üzerinden daha iki ay geçmeden ekonomi başta olmak üzere ülkenin tüm sorunları katlanarak içinden çıkılmaz bir hal aldı. Biz bu duruma gerçekten üzülüyoruz, içimiz kan ağlıyor. Türkiye böyle kötü bir yönetimi hak etmiyor. Biz ülkemizin huzura kavuşması içinde doğruları söylemeye yine devam edeceğiz. AKP’liler ise ellerindeki medya gücü ile gerçekleri çarptırmaya, algı operasyonlarıyla halkımızı kandırmaya devam ediyor. Bugüne kadar her sıkıştıklarında yaptıkları gibi yine hayali düşmanlar yaratıp, hamasetle günü kurtarmaya çalışıyorlar. İşlerine geldiğinde AB ile anlaştık diye gündüz vakti havai fişek atanlar, işlerine gelmediğinde, “AB’de ne oluyor’ diye biliyor. Hiçbir soruna akılcı bir çözüm üretemiyorlar. Yaptıkları tek şey Aziz Milletimizin dini ve milli duygularını sömürerek, hamaset yapmak. Ülkeler hamasetle değil akılla yönetilir. Bu akıl tek kişinin aklı değil ortak akıl olmalıdır. Türkiye’nin düşmanlarına karşı güçlü olmasının yolu da ortak akıldan geçmektedir. Ekonomi yönetimi damatlara değil, liyakatli insanlara teslim edilirse, kişisel hırsların yerini ülke çıkarları alırsa, ülkenin kaynakları yandaşlara değil vatandaşlara hizmet ederse işte o zaman Türkiye düze çıkar. Türkiye’nin sorunlarından kurtulmasının ilk koşulu, baskı rejiminin son bularak demokrasinin hayatın her alanında egemen olmasını sağlamaktır.”
