Organik beslenme konusu sağlıklı yaşam için önemli bir detaydır. Pek çok insan kendine göre bir beslenme biçimi aramakla birlikte kan grubuna göre beslenme olayını dikkate almaya başladı.
İnsan, henüz anne karnındayken annesinden ve babasından genetik mirasla gelen, kendine özgü olan yaradılış özelliklerinin oluşturduğu bir mizaç verilir. Bunun ardından doğum şekli, aşılar, beslenme ve bedene yapılan tüm müdahaleler gibi etkenlere bağlı olarak mizaç ya muhafaza edilir ya da değişime uğrar. Bu değişimi ise yaşanılan yerin havası, suyu, hava şartları hatta çevredeki insanların özellikleri ve başından geçen olaylar bile etki eder.
En önemlisi, içsel bilginin yani fıtratın korunmasıdır. İnsanların bu konuda yapması gereken en önemli şey, hayatı son bulana kadar doğru mizacı kazanmasıdır. Dolayısıyla yaşlanan bir insanın beslenme biçimi, gençliğinden farklı olacaktır.
Sadece insanların değil, yeryüzünde bulunan tüm canlı ve cansız varlıkların bir mizacı bulunmaktadır. Bunların bir kısmı bir kısmı ile uyum sağlarken, bir kısmı da uyum sağlayamamaktadır. Mizaç kavramı, yıllar öncesinde İbn-i Sina ve başka tabipler tarafından çalışılarak, insanların ve bütün besinlerin mizacı çok ayrıntılı olarak derinlemesine araştırılmıştır.
Kan grubuna göre beslenme
Zamanında, hastaların mizaçlarına uygun bir şekilde beslendiğini ve yine mizaca uygun şifalı bitkilerin tespiti yapılarak tedavinin bir parçası olarak kullanıldığını hepimiz biliyoruz. Günümüzde de bu yöntemle çalışan ekollar ve hekimler mevcuttur. Sadece mizaç özelliklerini yitirmiş olan homeostasisi bozulmuş insanların kan grubuna göre beslenme biçimine ayak uydurması önerilir. Bugün günümüzde mizaç kavramına en yakın kavram, kan grubu kavramıdır. Kan grubuna göre beslenme, uzun yıllardır insanların kendi üzerinde ve çevresinde tecrübe ettiği bir yöntemdir aslında.
İnsanlar ve hayvanlar, mizacıyla uyumlu besinlere yönlenerek beslenir. Birbirinden farklı gıdaların her yere istediği zaman ulaştığı, aşırı beslenmenin yaygın olduğu günümüzde, insanlar temel mizaç özelliklerini kaybetmiştir. Haliyle insanı fıtratına uygun olarak yaşamaya ve beslenmeye yönlendirerek içsel bilgi de kaybolmuştur.
Fıtratı yapay besinlerle ve ilaçlarla bozulmamış olanlar, doğal olarak, kendi mizacına yani kan grubuna göre beslenir. Örneğin 2 gün üstüste hamur işi yiyen bir 0 grubu ya da 2 gün üstüste kırmızı et yiyen bir A grubu rahatsızlık hisseder, bunu hissettiği için bu hatayı tekrarlamaz.
Mizaçlara Göre Beslenme Şekli
Dolayısıyla kişinin doğru beslenme için kan grubunu bilmeye değil, mizaç özelliklerini ve içsel bilgiyi korumaya ihtiyacı vardır. Mizaç özelliklerini korumak ise normal doğumla dünyaya gelmek, aşı yaptırmamak, anne sütüyle beslenmek, erken aylarda karışık ve sindirimi ağır gıda almamakla mümkün olur.
‘İçsel Bilgi’, yapılan hatalarla yavaş yavaş kaybedilmediği takdirde kişi kan grubunu bilmese de kendisi için sağlıklı ve doğru besinlere yönelir.'
Bunu en açık, mizaca dair özellikleri korunmuş çocuklarda müşahede etmek mümkün. Kan grupları farklı 4 çocuğa etli pilav, tavuklu pilav ve bulgur pilavı teklif edilse; A grubu çocuk tavuklu pilavı veya bulgur pilavını tercih eder, etli pilavı istemez. 0 grubu etli pilav veya tavuklu pilav tercih eder, bulgur pilavını istemez. B grubu çocuk etli pilavı tercih eder, tavuklu pilavı istemez; AB grubu çocuk B grubu baskın ise etli pilavı, A baskın ise bulgur pilavını tercih eder.