Bu madde mükellefi koruyan bir madde olup aynı kanunun 52.maddesine göre aciz hali tespitinde gecikme zammı uygulaması durdurulmaktadır. Ancak vergi daireleri anlaşılamaz bir şekilde aciz olan mükelleflere aciz uygulamasını yapmayarak kamu görevinde ihmal suçunu işlemektedir. Aciz hali uygulaması yapılarak zamanaşımlı işlemlerin yapılarak tahsili mümkün olmayan alacakların kaldırılması gereklidir. Kanun koyucular kanunları yaparken uygulanabilirliklerini denetlemelidirler. Zamanaşımı ile ilgili mevzuat ilgili kurum ve kuruluşlarda kullanılmamakta olup idare mahkemeleri de bu konuda karar verirken zorlanmaktadırlar. Devletin yükünü azaltmak için ilgili idarelerin “6183 Sayılı Kanunun 75.maddesinde “yapılan takip sonucunda borçlunun hacze caiz malı olmadığı veya bulunan malların aynı kanunun 81.maddesine göre tespit edilen tahmini değerlerinin borcu karşılamadığı. haczedilen menkul malların 81.maddeye göre tespit  olunan tahmini bedelin borcu karşıladığı halde 85.maddeye göre satışı yapılan mallara verilen ilk teklif borcu karşılamıyorsa, borçlu aciz halde sayılır”.hükmünü uygulamaları gerekmektedir.

        Yapılan takip safhaları ile, bakiye borç miktarları bir aciz fişinde gösterilerek aciz hali tespit olunur.”  ifadesi ile ilgili 75.madde mutlaka değiştirilmeli ve idareden bu hükmün uygulanması mecburiyet haline getirilmelidir.

   Ayrıca bu maddenin uygulanmaması bütçe proğramları yapılırken bütçe açıklarının oluşmasına yol açmaktadır çünkü Bütçe kanunu hazırlanırken bu tahsili mümkün olmayan vergiler bütçede alacak görünmekte ve devlet gider harcamaları bu vergilerde dikkate alınarak hesaplanmaktadır. Bu tür vergi ve cezalar tahsil edilemediklerinden dolayı da bütçede açık yaratmaktadır.

  6183 Sayılı A.A.T.U.H.Knun ilgili maddeleri dikkate alınarak bu vergilerin terkin edilerek hem devletin bütçe proğramlarının ve kredi notlarının aksaması önlenmiş olacak. Hem de zor şartlarda hayatını sürdürmekte olan yükümlü vatandaşın sosyal devlet ilkesi gereği hayat şartları kolaylaştırılarak üretime girmeleri sağlanmış olacaktır. aksi halde bu vatandaşlar tüketim toplumu olarak devlet içinde yerlerini alacaklardır.