Ramazan Bayramı'nın ve yaz tatilinin yaklaşmasıyla birlikte vatandaşlar tatil planları yapmaya başladı. Avukat Oğulcan Dinçer vatandaşları turizm şirketlerinin öncelikli olarak ticaret unvanlarını sorgulamaları gerektiği hususunda uyardı. Özellikle çevrimiçi ticaretin, dijital platform kullanımının yaygınlaşmasıyla turizm alanında dolandırıcılık vakaları artarken, Avukat Dinçer ödemeleri şahsa değil seyahat acentelerine yapılması gerektiğini ifade etti.
“Online ödeme yöntemlerinde çok sık dolandırıcılık vakalarıyla karşılaşıyoruz”
Avukat Oğulcan Dinçer, "Günümüzde tüketiciler ağırlıklı olarak gerçekleştirmiş oldukları tatil rezervasyonlarını dijital platformalar üzerinden online ödeme yöntemleriyle gerçekleştiriyorlar. Bu ödeme yöntemleri gerçekleştirilirken, çok sık olarak dolandırıcılık vakalarıyla karşılaşıyoruz. Dolandırıcılar kimi zaman alanında tanınmış, bilinmiş oteller, turizm firmaları, seyahat acenteleri, araç kiralama şirketlerinin web sitelerinin birebir aynısını yaparak yani bir anlamıyla kopyalayıp, klonlayarak, kimi zamansa gerçekte var olmayan otel seyahat acente işletmesi varmış gibi göstererek vatandaşı dolandırmaktadırlar" dedi.
“Vatandaşlarımızın turizm şirketlerinin öncelikli olarak ticaret unvanlarını sorgulamaları gerekir”
Vatandaşların böyle bir durumla karşılaşmamaları için ilk olarak acentelerin ticaret unvanlarını sorgulaması gerektiğini vurgulayan Avukat Dinçer, “Vatandaşlarımız online bir tatil rezervasyonu yaptırmak için iletişime geçtikleri seyahat acentelerinin, turizm şirketlerinin öncelikli olarak ticaret unvanlarını sorgulamaları gerekir. Türkiye Seyahat Acenteleri Birliği (TÜRSAB)’ın web sitesinde dijital onay adı altında iletişime geçtikleri acentenin gerçekten yasal bir acente olup olmadığına dair kesin bilgi edinebilir” dedi.
“Ödemeleri şahsa değil seyahat acentelerine yapın”
Ödeme kısmında yapılan en büyük yanlışın üçüncü şahsa yapılan ödemeler olduğunu söyleyen Dinçer, “Yurttaşlarımızın bir diğer dikkat etmesi gereken konuda rezervasyon sonrasında ödeme hususu ödeme noktasında vatandaşlarımızın düştüğü temel yanlış ödemeyi şirkete seyahat acentesine yapmak yerine üçüncü bir şahsın banka hesabına havale yada EFT yöntemiyle yapmalarıdır. Bu yöntem güvenilir olmayan bir yöntemdir. Hem de firma yerine şahsın kendi hesabına ödeme yapılması doğru bir tüketici alışkanlığı değildir” ifadelerini kullandı.
“Dolandırıcılık suçunu işleyen şahıslara 1 yıldan 5 yıla kadar hapis ve 5 bin güne kadar adli para cezası verilir"
Dolandırıcılık suçunun ağırlıklı olarak bilişim sistemlerinin, banka veya kredi kurumlarının araç olarak kullanılması suretiyle işlendiğini aktaran Dinçer, “Türk Ceza Yasası'nın 157. maddesinde 'Hileli davranışlarla bir kimseyi aldatıp, onun veya başkasının zararına olarak, kendisine veya başkasına bir yarar sağlayan kişiye bir yıldan beş yıla kadar hapis ve 5 bin güne kadar adli para cezası verilir' denilerek dolandırıcılık suçunun basit hali, 158. maddesinde ise suçun belli dini, sosyal, mesleki, teknolojik araçların veya kamu kurumlarının araç olarak kullanılarak işlenmesi ile nitelikli halinin oluşacağı öngörülmüştür. Günümüzde bu suç ağırlıklı olarak, bilişim sistemlerinin, banka veya kredi kurumlarının araç olarak kullanılması suretiyle, işlenmektedir. Basit dolandırıcılık suçu bakımından Asliye Ceza Mahkemeleri görevlidir. Dolandırıcılık suçunun nitelikli hali açısından Ağır Ceza Mahkemelerinin yargı yetkisine girmektedir. Dolandırıcılık suçu re’sen takip edilen suçlar olmakla beraber savcılığın bu suçu haber alabilmesi için mağdur tarafından ihbar edilmesi gerekmektedir. Dolandırıcılık suçunun kendiliğinden soruşturulmasının istisnası ise Türk Ceza Yasası'nın (TCK) madde 167/2 ve 159. maddesinde 'fail ile mağdur arasındaki belli akrabalık ilişkisinin bulunması' ya da 'suçun bir hukuki ilişkiye dayanan alacağı tahsil amacıyla islenmesi' istisnalarıyla hariç tutulmaktadır” ifadelerine yer verdi.