Hayatının en güzel yıllarında bir genç kız neden intihar etsin ki? Neden kurduğu o kadar çok hayali varken onları yaşamadan kendi canına kıysın ki? Hem de öğretmen, öğretici dediğimiz kişi yüzünden… Sen bir öğreticisin, öğretmensin ey adam, kalıbına sığmayan adam! Öğrencilerine insanlığı, doğruluğu, dürüstlüğü öğretecekken öğrencinin sana duyduğu hayranlığı ve öğretmen sevgisini yanlış yöne çekiyorsun. Anne ve babaları okusun, iyilik, doğruluk öğrensin, hayatlarını kurtarsın, meslek sahibi olsun, bilinçli birer birey olsun diyerek canlarından çok sevdikleri evlatlarını okula gönderiyorlar. Öğretmenimiz veli nimetimizdir diyerek çocuklarını sana emanet ediyorlar. Ama bilmiyorlar ki orada öğretmen kılığına bürünmüş sapık bir adam var. Adam bile demeye utanıyorum… Emanetiniz emanetimiz demeli bir öğretmen. Öğrencisini kendi çocuğundan ayırt etmemeli. Öğrencisi öğretmeni tarafından başı okşandığında güvenmeli öğretmenine. Bir baba şefkati görüyormuşçasına… 

Daha kaç genç kızımızın başına böyle bir olay gelecek bilinmez. Dış görünüşüyle bize kendini adam olarak tanıtan ama nefsi leş gibi cinsel arzu kokan “erkekler” elini kolunu sallayarak dolaştığı sürece bu tecavüz ve cinsel istismarların devam edeceğini bilmek tüylerimizi ürpertiyor. Ya bu kız ben olsaydım ya da benim başıma da gelebilir böyle bir olay diyerek yaşıyoruz. İçimizde hep bir korku… Taksiye tek başımıza bindiğimizde, otobüste bir bayan olarak tek kaldığımızda, akşamları dışarı çıktığımızda, parka yürüyüşe çıktığımızda… 

Biz bayanlardan beklenilen tavır ve hareketler; açık giyinmesin, gecenin bir vakti hava almak için sokağa çıkmasın, erkek arkadaşı olmasın, tek başına taksiye veya otobüse binmesin vs... Oldu biz evden çıkmayalım. Sizin pis nefsiniz ve bakışlarınız yüzünden hayatımızı kısıtlayalım. Kusura bakmayın beyler bu hayat bizim, istediğimizi yapar ve yaşarız. Sen bir kız açık giyindi diye onu kuyruk sallamak olarak algıladığın sürece tıp okusan kaç yazar? Ki kapalı bir bayan olarak giyimime, oturup kalkmama, davranışlarıma, konuşmalarıma ne kadar dikkat etsem de sokakta yürüdüğümde siz o zihniyetteki erkeklerin pis bakışlarına ve laf atmalarına maruz kalıyorum. Tacize ve tecavüze uğramanın kapalı ve açıklığı yokmuş demek ki… 

Kendinize çeki düzen verin artı,k hakim olun gözlerinize ve nefsinize… Ve bu vicdan azabını yaşayın içinizde hep… Bu olayı bu gencecik kızımıza yaşatan ve yaşanılmasına sebep olanlar özellikle… Ne olur bizi artık cinsel bir obje olarak görmekten vazgeçin ve kalıbınızın adamı olun… Ey, öğretmen sen bir öğreticisin tecavüzcü değil, bunu unutma! Ey, Cansel kızımız sen mezarında rahat uyu, bunun hesabı adalet önünde sorulacak.

Bir daha yaşanmaması umuduyla…