Kültür Turizm Bakanlığı’nda zâkirân Ekrem Uzun, 13 yıldır musiki ile uğraştığını belirterek, “Eğitimlerini Marmara Üniversitesi ve Almanya Bremen’de müzikoloji bölümlerinde tamamladım. Musikiye giriş hayatım babam Mustafa Uzun vesilesi ile oldu. Küçük yaşlarda camilerimize mevlithanlar, musikişinas büyük üstatlarımız gelirdi. Bunların ellerine gül suyu dökerek bu işe gönül verdik ve başladık” dedi.
‘ÜSTATLARIMIZI TAKLİT EDEREK MUSİKİYE BAŞLADIK’
Açıklamasında 13 yıl önce ‘tam zamanı Ekrem, haydi kendini göster deme vakti geldi’ diyerek musikiye giriş yaptığını söyleyen Türk Tasavvuf Musikisi sanatçısı Uzun, “Daha sonra üstatlarımızı taklit ederek, boy göstererek, müezzinleri taklit ederek camilerde namaz okuyarak tasavvuf musikisine başladık. Üniversite hayatımızda klasik Türk müziği ve Batı müziği meşki yaptık. Dünyada tasavvuf musikisi varsa Safer Dal hocama borçluyuz, kendisinin de çok yardımları oldu” diye konuştu.
UNUTULMAYA YÜZ TUTMUŞ ESERLER MEVCUT
Sanatçı Uzun, yeni albümü Niyaz-ı Mevla hakkında da bilgiler vererek şunları söyledi: “Allah kısmet etti, 2019 Niyaz-ı Mevla albümümüzü derledik, birbirinden güzel, sizlerin beğenisine sunacağımız güzel kıymetli eserlerimiz mevcut. Unutulmaya yüz tutmuş Yunus Emre hazretlerine ait, Zekai Dede’ye ait, Saffet efendiye ait, Cengiz Numanoğlu ağabeyime ait ve Cemil Baba efendiye ait 6 ayrı güzel eserlerimiz mevcut.”
İKİNCİ ALBÜMÜ DE YOLDA
İkinci albümünün de yaklaşık 4 ay sonra piyasada olmasını temenni ettiklerini dile getiren Uzun, “İkinci albümümüzde ise unutulmuş Türk musikisi makamları, usulleri, yakın zamanda bilinmeyen, öz kültürümüzde olan, zamanında zaviyelerde, tekkelerde okunmuş nefesler ve tekke musikilerinden oluşan eserler derledik” ifadelerini kullandı.
