Varlık barışı çalışmasıyla ilgili açıklamalar yapan Şimşek; “Şu anda, yurtdışındaki Türk varlıklarını Türkiye'ye çekmek için çalışma yapılıyor. İçeriye yönelik bir varlık barışı gündemde değil. Bizim vatandaşlarımızın artık yurtdışında kaynak tutmalarını gerektirecek ortam ortadan kalktı. Yurtdışında olduğu tahmin edilen rakam 130 milyar dolar, ne kadarının geleceğini bilemem. Amaç yüksek vergiden çok, bizim yurtdışındaki varlıklarımızın Türkiye'ye aktarılması, bilançonun iyileştirilmesi. Tamamen yurtdışına yönelik bir çalışma. Vatandaş, böyle bir düzenleme yapılacak diye vergi yükümlülüklerinde gevşemeye girmesin" dedi.

Sanki sayın Bakan’ın  Evi kuru, dolabı kuru cebi kuru  kuruduk kaldık dedikçe kuru  taş olmuş yani. Suyu sıkılmış kurumuş kalmış taşa dönmüş halkın gevşeyecek halimi var.

Şimşek, “Vergi affı yok vatandaş  gevşemesin” diyor. çalışmanın; Türklerin yurt dışında bulunan 130 miyar Dolarını Türkiye’ye getirmelerini sağlamak istiyorlarmış. Bakan; “artık, Türkiye güvenilir bir liman, paranızı yurtdışında tutmanız ve oralara yatırım yapmanız gerekmiyor” diyor.  Çok da iyi diyor. İnşallah 130 milyar doların tamamı gelir ve ülkemizde yatırımlara döner, bilanço rahatlar. 

Öte yandan gevşememesi gereken halk ne yapsın? Çünkü bütün esnaf acaba vergi affı gelir de  devlete olan borcumuzu faizsiz cezasız nasıl öderiz diye umut taşıyor. Yurtdışına çıkan paranın sahipleri zaten zenginler.  Yurt içinde bulunan kaynaklarının vergisini de kolayca ödüyorlar. Yani devede kulak hesabı. Vergi borcunu ödeyemeyen, zengin gurubunda olmayan vatandaşlar için de af çıkarılsa,  borcun  ana parası hariç faizleri ve cezaları kaldırılsa, vergi borcu olan vatandaşlar da borcunu yapılandırsa, ödese af sayesinde, bütçeye fazladan girecek kaynakları düşünürsek bütçeyi rahatlatmanın bir türü değil midir? Aftan yararlananlar yeniden ekonomik ve toplusal hayata dönseler bu da ülke ekonomisini canlandırmaz mı? Bilançoyu rahatlatmaz mı? 

Vergiden kaçanlarla vergi yükümlülüğünü yerine getiremeyen vatandaşların birbirinden ayırt edilmeleri gerekiyor. İşleri planlandığı gibi gitmediği için, çözemediği  çaresizliklerden dolayı  insanlar vergilerini ödeyememiş olabilirler. Bir çok esnafın vergi borçları, zaman içerisinde gecikme faizleriyle, cezalarla katlanıyor ve başa çıkılamaz bir duruma geliyor. Vergi afları bu durumdaki kişilere ekonomik ve toplumsal hayata dönüş  fırsatı sunmaz mı? Çaresizlere çare olmaz mı? Devletimiz de daha güçlü bir ekonomiye sahip olmaz mı?

Ama sayın bakan kimse af bekleyip gevşemesin diyor. Kimsenin gevşediği falan yok aslında. Hangi esnafla konuşsak nakit dönmüyor, ticaret eskisi gibi değil, vatandaşın cebinde para yok gibi şikayetler duyuyoruz.

Ticaretini çeviremeyen, vergi borcu olan vatandaşlar da hani bir deyim vardır, umut fakirin ekmeği umar ha umar. İşte bu deyimdeki gibi vatandaş yine devletinden umuyor. Biz de bu memleketin vatandaşıyız. Bu memlekette ticaret yapmaya çalışıyoruz. Ne var ki yapılan hatalardan dolayı gerek bilerek gerekse bilmeden vergi yükümlülüğünü yerine getiremeyen Türkiye vatandaşları da T.C. devletimiz acaba vergi affı düzenlemesi yapar mı diye umuyor. Bu arada kimse borcun ana parasını da affetsin demiyor. Ancak vergi borcunun faizleri ve cezaları afedilsin yapılandırılsın diyor. Birde bu yapılandırmanın bozulması var  yapılandırırken de daha uzun vadelerde daha uygun taksitlerle devlete olan vergi yükümlülüğünü yerine getirmek, borcunu ödemek istiyor.

Türkiye Cumhuriyetinde 30 yıl terör estirmiş PKK terör örgütüne çözüm süreci sunuluyor. Açılımlar yapılıyor. Bu arada çözüm sürecini de destekleyenlerden birisi olarak söylemek isterim ki;  sayın Maliye Bakanı vergi affı bekleyen vatandaşa, kimse gevşemesin diyerek umutsuzluk doğurmak yerine, vergi borcu bulunan esnafa yönelik bir çözüm süreci başlatsa ülkeye ekonomik olarak rahat bir nefes aldıracaktır.

Başta siyaset olmak üzere birçok yerde barış görüşmeleri yapılırken, mali alanda da bir barış getirmek kaçınılmaz. Tamamı Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olan zenginlerin, yurtdışında tuttukları paraları ülke ekonomisine katmakla birlikte,  bütün ülke vatandaşının durumunu değerlendirerek Maliye Bakanı olarak bir çözüm süreci oluşturmak daha iyi olmaz mı?

Yaklaşan yerel ve genel seçimler zaten bir vergi affı beklentisini tetikleyecektir. Çünkü ceza evinde yatanlar affediliyor, siyasi örgütler affediliyor. Neden vergi yükümlülüğünü yerine getiremeyen vatandaşa faizsiz ve cezasız borcunu ödeme hakkı verilmeyeceği kesin bir dille ifade ediliyor. Barışmak affetmek büyüklüğün şanındandır Türkiye Cumhuriyeti büyük bir devlettir. Bu devlet, af bekleyen, vergi borcunu ödemek isteyen bu milletin yardımına koşar diye düşünüyorum. 

Hazır yeri ve zamanı gelmişken şimdiden geniş ve kapsamlı bir vergi affı çıkarılmalı. Hatta SGK prim borçları da bu af kapsamına alınmalı vergi borcu, SGK pirim borcu olanlardan tahsil edilemeyen paranın tamamını tahsil etmeye yönelik, böyle bir af çalışması yapılırsa katılım daha çok olacaktır. Bütçeye ek kaynak girecek, bilanço rahatlayacak, esnaf elini kolunu bağlayan bir yükten kurtulacaktır diye düşünüyorum. 

2004 yılında  sayın Unakıtan  döneminde uygulanan afta Hazine’ye 4,5 milyar TL ek kaynak girmişti. Bunun neresi kötü diye sayın Maliye Bakanı’na hatırlatmak isterim.

Allah borcu olanlara borçlarını ödemeyi nasip etsin. Derdi olanlara devasını, yardım isteyenlere de yardım etsin.