20 yıllık doktorluk hayatında unutamadığı en kötü vakasını anlatırken duygulanan Op. Dr. İnce,  “Allah hiçbir cerrahı darda koymasın” dedi. Kadınların korkulu rüyası meme kanseri ile ilgili önemli açıklamalar yapan İnce, akciğer kanserinin ise en büyük nedeninin sigara olduğunu ifade ederek, işin en ilginç yanının ise doktorlar arasında en çok sigara içen grubun kalp ve damar cerrahlarının olduğunu, ameliyat sonrası keyif sigarası içtiklerine vurgu yaptı. Stresin hat safhada olduğu toplumda yaşadığımızı söyleyen Op. Dr. İnce sağlık çalışanlarına şiddeti de kınayarak, hasta yakınlarına serinkanlı olmaları uyarısı yaptı.

İşte, Magnet Hastanesi Tıbbi direktörü ve genel cerrahi uzmanı Op. Dr. Özhan İnce ile yaptığımız keyifli röportaj: 

Öncelikle kendinizi kısaca tanıtır mısınız?

1971 yılında Elazığ’da doğdum. İlk, orta ve lise eğitimimi Elazığ’da bitirdikten sonra İstanbul Tıp Fakültesi’ni kazanmıştım. 1994 yılında mezun oldum. 1997’den beri de Kayseri’de yaşamaktayım. Genel Cerrah ihtisasını tamamladıktan sonra Kayseri’deki birkaç hastanede çalıştım. En son kurucusu olduğumuz eski adıyla Avrupa Hastanesi, yeni adıyla Magnet Hastanesi’nde Tıbbi direktörü ve genel cerrahi uzmanı olarak görev yapmaktayım.

Cerrahlar nasıl insanlardır?

Cerrahlık, emek isteyen, fedakarlık isteyen, biraz da gözü kara olmayı gerektiren bir meslek grubudur. Diğer doktorlardan farklı olarak gecemiz gündüzümüz yok. Yaptığımız ameliyatlarda komplikasyon olabileceği gibi, gecenin bir yarısı da acil bir vakamız olabiliyor. Ondan dolayı her an tetikte olan kişilerdir. 

ALLAH HİÇBİR CERRAHI DARDA KOYMASIN

İyi bir cerrah olmanın temel taşları nelerdir?

Birincisi mesleğinizi çok iyi seçeceksiniz. Mutlaka iyi bir eğitim almak gerekli. Yapacağınız ameliyatlarda başarılı olabilmeniz için, aldığınız eğitimin dört dörtlük olması lazım. Büyük vakalarla ve her türlü vakalarla karşılaşmanız gerekiyor. Ben Erciyes Üniversitesi’nde ihtisasımı yaptım. Bölgeye hitap eden yerdi. Dolayısıyla her türlü vaka bize gelirdi. Her türlü kanser hastası, trafik kazası, bıçaklanma gibi görmediğimiz vaka neredeyse yoktu. Hocalarımız çok kaliteliydi. Çok güzel eğitim verdiler. Hastalarımızdan her dua aldığımızda, hocalarımız bizden on kat daha fazlasını alıyor. Şuanda korkarak girdiğimiz ameliyat yok gibi. Tüm vakalar ile karşılaştığımız için ne çıkarsa biz gerekeni yapmaya hazırız. Şuana kadar hiçbir zorlukla da karşılaşmadık. Ama Allah hiçbir cerrahı darda koymasın. Bazen o kadar darda kaldığımız oluyor ki, içimizden ‘Allahım yardım et’ dediğimiz oluyor ve hakikaten Allah da yardım ediyor bize.

YENİ EKİP İŞTEN KAÇIYOR

Kocasinan ve AGÜ arasında iş birliği müjdesi Kocasinan ve AGÜ arasında iş birliği müjdesi

Cerrahi asistanlara önerileriniz var mı?

Yeni ekipleri ben çok beğenmiyorum. Çünkü işten kaçıyorlar. En büyük problem bu. Bazen üniversiteye hasta gönderiyoruz. Asistanlar ile görüştüğümüzde ‘Abi göndermeseniz’ felan dedikleri oluyor. Halbuki o vakaları kendilerinin öğrenecekleri dönem. Asistanlık dönemini çok iyi geçirmek lazım. Hastadan kaçmamak lazım. Kendi asistanlık dönemimde yemek yemediğimiz dönemleri hatırlarım. Yattığımız gün belki sayılıdır. Asistanların çok iyi çalışması, çok iyi eğitim alması gerekli. Şimdi bazı vakalardan kaçan asistanlar, yarın o vakalarla yüz yüze kalacaklar. Hazır olmaları ve her türlü vakayı bilmeleri lazım.

İlginç, unutamadığınız bir vaka hikayeniz var mı?

Çok var, hangi birini anlatsam. En kötüsünü anlatayım. Bir trafik kazası ile karşılaşmıştım. Acilde genel cerrahi asistanı olarak çalışıyordum. Bir aile vardı. Baba, İki çocuk, anne hamile araçta seyrediyor. Baba arabayı sürüyor.  Baba biraz aceleci. Ve kaza yapıyorlar. İki çocuklarını kaybetmişlerdi. Ayrıca gebelikteki çocuk da ölmüştü. Anne, baba kurtuldu ama en büyük acı kaldı. O gün akşam nöbette, hocamızdan izin alıp, eve gitmiş, çocuklarıma sarılarak, öpmüştüm. Bundan daha acısı vardır ama bu unutamadığım bir acıydı. Bir aile düşünün, biranda yok oluyor. Allah hayırlısını versin. Allah bizi bunlarla sınav etmesin.

Kadınların korkulu rüyası meme kanseri nasıl anlaşılır?

Kadınlarda çok görülen meme kanserinden en önemlisi korunma yöntemleridir. Erken teşhis diye bir şey var. Bayanlarımız kendilerini kontrol ederlerse, hastanelerde gerekli tetkiklerini yaptırırlarsa çok rahat bu hastalıktan kurtulmaları mümkün. Tedavisinde çok büyük aşamalar kaydedildi. Eskiden meme kanseri olduğunda göğüs tamamen alınırdı, şimdi sadece tümörlü doku çıkarılıyor, koltuk altı temizleniyor, güçlü ilaçlar ile hastamız, hastalıktan kurtulabiliyor.

Bir ev kadını meme kanseri olduğunu nasıl teşhis edecek?

En önemlisi kendi kendine muayenesi. Farklı bir şey hissederse, hemen doktora gidecek. Çok değil altı ayda bir genel cerrah uzmanına gidilip, basit bir muayene, basit bir ultrason, kırk yaşından sonraki bir mamografi, erken tanıdaki en önemli adım oluyor. Hastalık çıksa bile çok rahat kontrol edilebilmekte. 

KALP DAMAR CERRAHLARI KEYİF SİGARASI İÇİYOR

Kanserden ölüm nedenleri arasında birinci sırada yer alan akciğer kanseri, kimlerde görülür?

En önemli nedeni sigara. Alkolün de etkisi var, çevresel etkenlerde var ama birincisi sigara. Sigara içen kişilerde akciğer kanseri görülüyor. Artık tanısı konulmuş, artık her şey ortaya çıkmış. Sigara akciğer kanserindeki en önemli etken. İçmemek lazım. İnsanın kendisine şiş sokması gibi, göz göre göre harakiri yapmak gibi bir şey. Bu kadar net konuşuyorum, sigaradan uzak durmak lazım. Hastalarımız hep ameliyattan sonra soruyor, ‘Hocam sigaraya ne zaman başlayabilirim.’ Sigara içmeyeceksiniz. İşin garip yanı, doktorlarımıza bakın, en çok da sigara içen doktorlar içerisindeki grup kalp, damar cerrahları. Her gün o kalbi görüyorlar, by pass yapıyorlar, sebebini görüyorlar. Dışarıda oturup, keyif sigarası diye içiyorlar. Sigaradan sağlığımız için uzak durmak lazım.

HASTA YAKINLARI SERİNKANLI OLMALI

Son sorum, sağlık çalışanlarına şiddet ile ilgili. Son zamanlarda sağlıkçılara şiddet arttı. Bu konu hakkında neler düşünüyorsunuz, vatandaşlara nasıl uyarılarda bulunmak istersiniz?

Maalesef stresin hat safhada olduğu toplumda yaşıyoruz. İnsanların en zayıf anları hastaneye geldikleri anlardır. Burada kendilerine hakim olmaları gerekmektedir. Düşünün ki bir doktora gitmişiniz, tedavi olacaksınız, yakınınız içeride tedavi edilmek için bekliyor, siz doktor ile kavga ediyorsunuz. Bir doktora ihtiyacınız var, senin hastanla ilgilenecek. Ve öyle bir aşamaya getiriyorsunuz ki dolayısıyla doktordan da faydalanamıyorsunuz. Hiçbir kimsenin başkasına şiddet uygulama hakkı yok. Hele bir sağlık çalışanlarına kesinlikle yok. Yazık. Gereksiz yere doktorlarımız, hemşirelerimiz, sağlık çalışanlarımız darp ediliyor. İnsanların stresini anlıyorum ama kusura bakmasınlar, onlar da bizi anlasınlar. Bizim yaptığımız iş zaten tehlikeli, yaptığımız işin sonunda ölüm de var. Hiçbir doktor da hastasını kaybetmek istemez. Bunu da unutmamak lazım. Biraz daha serinkanlı olmalıyız. 

İlgi ve alakanıza çok teşekkür ederiz.