Öğretmenleri ve arkadaşları Haydar'ın sınıfta ki boş sırasına çiçekler koydu. Haydar'ın, son boyama çalışmasına ise öğretmeni tarafından, "bu yavrumun boyadığı son resim" notu düşüldü. Haydar'ın okul müdürü ve aynı zamanda Özel Eğitim Kurumları Derneği İl Temsilcisi olan Mehmet Şahin ise, " sağlık ocaklarına sosyologların, sosyal hizmet uzmanlarının, psikologların görevlendirilmesi gerekir. Bu olaylar gösteriyor ki sadece engelli ailelerinin eğitimi yeterli olmuyor komşuların, mahalle sakinlerinin de eğitimi gerekiyor." dedi.
12 yaşında ki Haydar E. geçtiğimiz gün babasının kazma dediği evlerinin bahçesinde ki beton yeri kazdığı için babası tarafından boğularak öldürülmüştü. Olayın ardından Haydar E.'nin Orta düzeyde zihinsel yetersi olduğu için eğitim gördüğü Özel Eğitim Ve Rehabilitasyon Merkezi öğretmenleri ve öğrencileri yasta. Şimdi, boş olan sırasına öğretmenleri güller koydu. Duvarda asılı duran Haydar'ın öldürülmeden bir gün önce yaptığı boyamaya ise öğretmeni tarafından, "bu yavrumun boyadığı son resim" yazıldı.
"BİZ HAYDAR İLE ANLAŞIYORDUK, BABASIYLA ANLAŞAMAMIŞ İŞTE"
Haydar'ın öğretmeni Gülşen Özçelik, üzüntüsünü dile getirerek, "Haydar'ın bireysel olarak ders aldığı sınıftayız. Ben şuan Haydar'ın oturduğu yerde oturuyorum. Sadece mahallede değil sınıf içinde de hiperaktif bir çocuktu ama düzeliyordu. Haydar, topluma kazandırılmak için eğitim alıyordu. Babasını ben sınıfa görüşmek için çağırdım ama bedensel olarak engelli olduğu için yormak istemedim. Haydar'ın defteri üzerinden babası ile haberleşiyorduk. Ama yetişemedik, halledemedik diyelim. Haydar küfür ettiğinde 'hayır' dediğimde kendisine vuruyordu. Haydar sandalye de küçücük kalıp, 'anlaşalım öğretmenim' diyordu. Biz Haydar ile anlaşıyorduk ama en son 'anlaşamamış işte babasıyla'... " diye konuştu.
"BABASI, ÇOCUĞUYLA İLGİLENİRDİ"
Okul müdürü aynı zamanda da Özel Eğitim Kurumları Derneği İl Temsilcisi olan Mehmet Şahin Haydar'ın 2 buçuk yıldır öğrencileri olduğunu belirterek, "Orta düzeyde zihinsel yetersizliği olan bir öğrenciydi. Babası çocuğuyla gayet ilgilenen, çocuğun defterine not yazarak öğretmenine gönderen bir babaydı. Çocuğunun bir devlet okulunda tam gün eğitim alabilmesi için mücadele veren bir babaydı. Görüşmelerimizde bazı baskıların olduğunu, çocuğun çok hiperaktif olduğundan dolayı diğer çocukları rahatsız ettiğini bu nedenle muzdarip olduğunu bize izah etmişti." dedi.
"200 BİN ENGELLİ ÇOCUK 'MAHALLE BASKISI' EVİNDEN ÇIKAMIYOR"
Mahalle baskısının engellilerin üzerinde olduğunu belirten Şahin, "Tabii bu bir cinayeti masum hale getirmez. Bizim üzerinde durduğumuz en önemli konu; mahalle baskısı sebebiyle eğitim alamayan, evlerine kapanan çocuklardır. Türkiye'de bu durumda 500 bine yakın çocuk vardır. Yaklaşık 300 bin civarında çocuk eğitim alabilmektedir. Bunun 250 bini özel eğitim rehabilitasyon merkezlerinde, 50 bini ise devletin özel eğitim okullarında eğitim almaktadırlar. Bu tür baskılar nedeniyle şuan 200 bin çocuk evinden çıkamıyor." ifadelerini kullandı.
"SADECE ENGELLİ AİLELERİ DEĞİL KOMŞULARDA EĞİTİM ALMALI"
Toplumun bu konuda bilinçlenmesi gerektiğini kaydeden Şahin, "Bizim servis araçlarımızda dahi 'özel eğitim rehabilitasyon merkezi' ibaresi bu nedenle bulunmamaktadır. Bizim çözüm önerimiz şudur; mahallelerde nasıl aile hekimliği sistemi varsa sağlık ocaklarına sosyologların, sosyal hizmet uzmanlarının, psikologların görevlendirilmesi gerekir. Bu uzmanlar mahalle taramaları yaparak, aile eğitimlerini artırması gerekir. Biz kurumlarda sadece engelli ailelerine eğitim veriyoruz. Bu olaylar gösteriyor ki sadece engelli ailelerinin eğitimi yeterli olmuyor komşuların, mahalle sakinlerinin de eğitimi gerekiyor. Hatta camilerde Cuma hutbelerinde bu konuların işlenmesi gerekiyor.
"OLAYIN BU DERECE BÜYÜYECEĞİNİ TAHMİN EDEMEDİK"
Haydarın ailesi ile bir kaç görüşmemiz oldu. Veli toplantılarında bizim tavsiyemiz enerjisini yükseltmemesi için tatlı gıdalardan uzak durması gerektiğini söyledik. Biz kurumda yasaklasak da kendileri bunu evde engelleyemediklerini, bu nedenle komşu çocuklarına rahatsızlık verdiğini bunun geri dönüşünün de kendisini rencide ettiğini söylerdi. Bu olayın bu derece büyüyeceğini hiçbirimiz tahmin edemedik. Çok üzgünüz biz. Çocuğun annesine, kurumumuza devlet tarafından Haydar için ödenen son bir aylık ödeneği teslim edeceğiz." şeklinde konuştu.