Avukat Mürsel Tekin, Halk arasında "göz tansiyonu" olarak bilinen glokom hastalığı nedeniyle 3-4 yaşlarında önce sağ gözünde daha sonra da sol gözünde görme kaybı yaşadığını, 10 yaşından itibaren de görme yetisini tamamen kaybettiğini, ailede 5 kardeş olduklarını,en küçük kız kardeşinin de aynı rahatsızlık nedeniyle görme yetisini kaybettiğini, eşinin de görme engelli olduğunu, çok az görebildiğini söyledi.

O dönemde Samsun'da köyde yaşadığını, ailesi tarafından tedavi için getirildiği Ankara'da ameliyat edildiğini ancak sonuç alınamadığını anlatan Tekin, araştırmalarında, görmeyenler için de Türkiye'de okullar olduğunu, görmeyenlerin de okuyabildiğini öğrendiğini belirtti.

Okuma isteği ile engel tanımıyor

Konuşmasına devam eden Avukat Tekin: “Ailemde sen şunu yapamazsın. Göremezsin algısıyla yetiştirmedi. Bu süreçte aile ve toplumsal destek önemli. Toplumda bazı sıkıntılar mutlaka var. Ama aşılamayacak gibi de değil. Bizim öğrencilik dönemimizle şimdi ki ulaşılan kaynaklar anlamında daha rahat. Şimdi de ailem 'iyi ki okumuşsun, iyi ki okutmuşum' diyor.Bizim dönemimizde okumak için kasetlere kaydederdik. Arkadaşlarımıza sesli okuturduk. Öyle ders çalışırdık. Şimdi işlerimiz de bilgisayarla taratıp, dinleyebiliyoruz. Bu konu da hala gönüllü kitap okuyan öğrencilerimiz de var. ÖrneğinGörme Engelliler Teknoloji ve EğitimLaboratuvarı (GETEM)’de görmeyenler için öğrenciler gönüllü olarak kitap seslendiriyorlar” ifadelerini kullandı.

İlkokulu İstanbul'da, ortaokul, lise ve üniversiteyi Ankara'da okuduğunu dile getiren Tekin, üniversite öğrenciliği yıllarında tüberküloz hastalığına yakalandığını, 2 ay yoğun bakımda kaldığını, bu rahatsızlığı nedeniyle de eğitimini geç bitirdiğini kaydetti.

Avukat Mürsel Tekin, Bir süre Devlet Hava Meydanları İşletmesinde sözleşmeli memur olarak çalıştığını, 2014 yılında engelliler için açılan EKPSS'den aldığı puanla 2015 yılında avukat olarak Tarım ve Orman Bakanlığı Muş İl Müdürlüğüne atandığını,3 ay sonra da Kayseri Tarım ve Orman Müdürlüğüne tayin edildiğini, halen görevini burada sürdürdüğünü anımsatarak, Beyninehiçbir zaman ben şunu yapamam komutunu vermediğini, kendisini deöğrenilmiş çaresizlik sendromuna da kaptırmadan inanarak yoluna devam ettiğini, okuma isteği ile engel tanımadığına, görme kaybının yüzde yüz olduğunu kaydeden Tekin, Satrançla uğraştığını Türkiye geneli düzenlenen satranç müsabakasında ise dereceye girdiğini, kitaplardan ise polisiye kitapları hem işi için hem de suçluluk psikolojisi için daha çok okuduğunu bunların yanında kişisel gelişim, psikolojik kitaplarda okuduğunu dile getirdi.

Kayseri Büyükşehir Belediyesi’nden dev ihale: 205 araç kiralayacak! Kayseri Büyükşehir Belediyesi’nden dev ihale: 205 araç kiralayacak!

Tekin, ‘Avukatlık mesleğini neden seçtiniz? ‘ Sorusunu ise şöyle cevaplandırdı:

“Biraz adalet arayışı. Biraz da bizlerin yapabileceği meslekler sınırlıydı geçmiş dönemlerde. Şimdi biraz daha farklılıklar söz konusu. Örneğin araştırdığımda elektrik- elektronik mühendisliği yapan görme engelli mühendisler var. Benim için şu an elektrikten anladığım ampul değiştirme. Sigortayı açıp kapama bir sorun olursa. Bunu yapabilen engelli mühendisleri duyunca çok şaşırmıştım. Öğretmenlik vardı o da sadece bünyesinde bağlı bulunduğu okulda yapabiliyordu. Mesleki kaynaklara da ulaşmak eskisi gibi zor değil.Bilgisayar ortamında her türlü kaynağa ulaşabiliyoruz. Bu konuda taranmış kitaplar var, onlardan faydalanıyoruz. Sesli okunan kitaplar var, bizim için okunmuş kitaplar, onlardan faydalanıyoruz. Dilekçelerin okunmasında yazılmasında, iş yerinde çalışan memur arkadaşlar yardımcı oluyor. Bu konuda fazla sıkıntı çekmiyorum.”

Avukat Mürsel Tekin: “Engelli vatandaşların topluma kazandırılması gün geçtikçe gelişmeye devam ediyor. 2000 yılı öncesi kamuda çalışan engelli vatandaş sayısı 5 bin civarındayken şimdi 50 bin civarında. Engellilere bir çalışma yapılmıyor demek yanlış olur. Daha iyisi de yapılabilir” dedi.

“Sahip oldukları en önemli şey kendi güçleridir”

Son olarak neler söylemek istersiniz? Sorusu yöneltilen Tekin: "Engeli vatandaşlara çalışmalarını, kendilerine güvenmelerini, başkasından bir şey beklemeyerek kendi ihtiyaçlarını karşılamalarını öneriyorum. Sahip oldukları en önemli şey kendi güçleridir. Çalışarak başarabileceklerine inanıyorum. Yılmasınlar hayattan, 'şunu yapamam' demesinler, yapabilirler. Ben hep şunusöylüyorum, 'başkaları yapabiliyorsa ben de yapabilirim, niye yapamayayım' diyorum. Onlar da öyle düşünsünler. Sesimizi duyurma noktasında da aşama kaydediyoruz. Sağlanan engelli haklarından yasalarından uğraşlarımızın sonucunu elde ettiğimizi görüyoruz. Şehirlerde imar planları artık engellilere göre şekillenmeli. Bunun yanı sıra engellilerin kaldırımları rahatça kullanmaları için de sürücüler dikkatli olmalı ve engelli yoluna ya da engelli araç park yerlerine hatalı parklar yapılmamalıdır. Çukurlara düşüp, halkın tarif etmesiyle düştüğüm çukurlardan da çıktım. Yolun karşısına geçerken benden tutmak yerine bastonumun ucundan tutup karşıya geçirenleri de gördüm. Bu yüzden toplumumuzdaki önyargıları yıkarken, engellilerin hayatını zorlaştırmak yerine kolaylaştırmak için toplumdaki insanlarda yapılacak imar düzenlemeleri kadar bilinçlenmelidir” şeklinde konuşmasını sonlandırdı.