Lisans eğitiminde de kadınları cinsel obje gibi sunmayı birçok kez derslerde işledik. O yüzden cinsel obje olarak kadın demek istemedim köşe yazımın başlığına. Ayıp olurdu kadınlarımıza... Kadın lafının hakkını veremeyenlere kadın değil, BAYAN denir. Bir kar tanesi kadar değerli olan kadınlarımıza ‘KADIN’ kelimesini ithaf etmek daha doğru olur benim nazarımda. Hiç hırsızlık yapan, fuhuş yaparak yakalanan, çeşitli ahlaksızlıkların altına parmağını sokanlara kadın denilebilir mi? Bizim annelerimiz, kardeşlerimiz, dostlarımızı vs. onlardan bu sayede ayırt etmek ne zamandan beri suç oldu ? Onlar kadınsa ve bizim gerçekten kadın olmanın hakkını verenlere, yeni bir kavram türetmemiz gerekmez mi? Mesela ‘MELEK’ desek. Hakkıdır da tabi... Çünkü ‘Cennet annelerin ayaklarının altındadır’ diyen bir dine mensup insanlarız ve bu şuurla hareket etmemiz gereklidir. Kadın olmak, anne olmak bu yüzden kutsiyet gerektirir ve bu dinimizce de her zaman ön planda tutulmuştur.
Yani armutla, elma bir değildir...
Siyahla-beyaz gibi...
Kadın olabilirsiniz ama saydığım sebeplerden ötürü BAYAN olmuş, insanlıktan nasibini almamış insanları savunamazsın...(İnsanlar dedim affola)
Kadınları ayaklar altına alan onları bir cinsel obje gibi gören, gösteren reklam filmlerini araştırmalıyız. Kadınlar neden bu kadar basitleştiriliyor, ya da bayanlaştırılıyorlar... Lüks otomobil firmalarının reklamlarında veya fuarlarında kadınların çıplak hale getirilip bir obje gibi sunulması ne kadar doğru ? Ha oradaki cinselliği çağrıştıran bayan figürü, ha duvardaki tablo ne farkı kaldı...
O yüzden feminist ayaklarını bırakın, bu sorunların oluşmasının nedenini araştırın...
Kadınlarımız baş tacıdır, kadın olmanın hakkını verenler tabi...
Haydi Eyvallah...