Konferans çerçevesinde başta Orta Doğu olmak üzere bölgesel ve uluslararası gelişmelerin de ele alındığını ifade eden Fidan, “Netanyahu hükümeti, sadece Orta Doğu ülkeleri için değil, küresel düzeyde bir tehdit kaynağı haline gelmiştir. Gazze'de soykırıma her türlü yöntemle devam eden Netanyahu'nun niyeti, iki devletli çözümü tamamen ortadan kaldırmaktır. Ayrıca savaşı, başta Lübnan olmak üzere başka yerlere de yaymak için çaba gösterildiğini görüyoruz. İsrail'in uluslararası hukuku daha fazla ihlal etmesine, hep beraber engel olmalıyız” ifadelerini kullandı.
Güney Afrika Cumhuriyeti'nin İsrail aleyhine Uluslararası Adalet Divanı'nda açılan davaya öncülük ettiğini aktaran Fidan, “Afrika ülkelerinin, küresel vicdanın sesi haline gelmesi, son derece önemlidir. Türkiye, bu girişimi sonuna kadar desteklemektedir. Bu vesileyle Türkiye'nin de öncülük ettiği bir girişimi sizlerle paylaşmak istiyorum. Şu anda İsrail, diğer ülkelerden silah ve mühimmat temin edebildiği için bölgede terör estirebiliyor.
İsrail'in silah ve mühimmat satın almasına engel olmamız lazım. Bu konudaki duyarlılığımızı her platformda sürekli gündeme getirmek zorundayız. İsrail'e silah satmanın soykırıma ortak olmak anlamına geldiğini her fırsatta tekrarlamalıyız. Bu anlayışla, İsrail'e silah ve mühimmat satışının durdurulması için tüm ülkelere çağrı yapan bir ortak mektup kaleme aldık. 54 imzacısı bulunan bu mektubu 1 Kasım'da Birleşmiş Milletler'e (BM) ilettik. Bu vesileyle, söz konusu girişime destek veren Afrika ülkelerine ve uluslararası toplumun diğer üyelerine teşekkürlerimi sunuyorum” dedi.