2000 yılı Kasım ayında patlak veren mali krizin ardından 2001 yılında Dünya Bankası'ndaki görevinden ayrılarak Türkiye'ye gelen Derviş, Güçlü Ekonomiye Geçiş Programını hazırladı.
Gayri safi milli gelirin yüzde 31'ine eşit olan faiz giderlerinin, söz konusu yıl yüzde 95'e ulaştığını saptayan Derviş, bu rakamların ardından son 10 yıldaki ana sorunun borçlanarak büyüme olduğunu ifade etti.
Daha sonra ekonomik hedeflere geçen Derviş, programı 4 ana başlıkta topladı. Derviş, Merkez Bankası'nın Avrupa standartlarında yapılanacağının altını çizerek, o dönemki açıklamalarında "Bankacılık sektörüyle ilgili çok yoğun çalıştık, çalışmalar da devam ediyor. Herkesin mevduatı Türk Devleti`nin güvencesi altındadır” ifadelerini kullandı.
Kamu finansman dengesi hedeflendi
Yeni programda dalgalı kur sistemi içinde enflasyonla mücadeleyi kesintisiz ve kararlı biri biçimde sürdürmeyi, bankacılık sektöründe hızlı ve kapsamlı bir yeniden yapılandırılmayı, böylece bankacılık kesimi ile reel sektör arasında sağlıklı bir ilişki kurmayı, kamu finansman dengesini bir daha bozulmayacak bir biçimde güçlendirmek hedeflendi.
Ne olmuştu ?
2001 yılı Şubat ayında dönemin Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer'in ile Başbakan Bülent Ecevit'e anayasa kitabı fırlatması olayının ardından sonrası İstanbul Menkul Kıymetler Borsası'nda yüzde 18,1 oranında düşüş yaşandı, gecelik faizler yüzde 7500'e kadar yükseldi.
Gecelik faizlerin astronomik oranlara yükselmesine rağmen, yerleşiklerin yoğun döviz talebi nedeniyle Merkez Bankası'nın 5 milyar dolarlık döviz satışıyla sonuçlandı. Kamu bankalarının likidite ihtiyacının karşılanamaması, ödemeler sistemini kilitledi.
Bir gün önce 670 bin TL olan dolar 1 milyon TL'yi aştı. Yabancı bankalar vadesi gelmemiş kredilerini geri çekmeye başlayınca 21 Şubat'ta bankalar arası para piyasasında gecelik faiz yüzde 6 bin 200'e kadar fırladı. TL'nin değeri yarı oranda düştü. Devletin borcu 29 katrilyon TL arttı.
Kemal Derviş ve dedesi
Krizin en çok hatırlanan isimlerinden Kemal Derviş, 18. yüzyıl sadrazamlarından Halil Hamid Paşa'nın soyundan geliyor. Derviş, 1782 yılında Osmanlı'da mali ve ekonomik reformlar yapmak üzere göreve gelen Halil Hamid Paşa'nın 7. kuşaktan torunu olarak biliniyor.