Bu dergiyi okumadan önce adını hiç duymamıştım.
Jean Paul Sartre’in...
Siz duymuş muydunuz?
Ya da daha önce hiç “ Kafka Okur” dergisini okumuş muydunuz?
Bazılarınızın banane Sartre’den kimse kim! “ seslerini, bazılarınızdan ise “ Ünlü Filozof Sartre’i tanımadığına inanmıyorum” seslerini duyuyorum sanki.
“Kendini nasıl yaparsan öyle olursun.” Sizce de doğru bir cümle değil mi? Yine iç sesler yükseliyor...
“Ben zaten olduğum gibiyim” ler...
Ben de zaten olduğunuz gibi olmadığınızı dile getirmiyorum.
Sadece olmak istediğiniz gibi olmayıp ama sanki öyleymişsiniz gibi davranmalarınızı dile getirmeye çalışıyorum.
Sartre’in ifade etmek istediği de tam olarak bu sanırım.
Şimdi ben kendimden yola çıkacağım, ya da hep birlikte çıkalım mı bu yola ne dersiniz?
Yakışıklı mıyım?
Evet ya da hayır. Peki ya kendimi yakışıklaştırabilir miyim?
Evet; sordunuz mu bu soruyu da kendinize peki...
Benim cevabım sonuna kadar evet!
Kalbimi, düşüncelerimi, duygularımı, niyetlerimi güzelleştirebilirim. Belki de inanmakta zorlandığım AŞK’ ı...
Sevgi denilen o büyülü sözcüğün anlamını güzel kılabilirim. Okuduğum romanları, yürüdüğüm yolları, “günaydın” derken yüzümün ifadesini, belki de hayallerimi güzelleştirebilirim.
Belki de belkileri...!
Rabbim ömür vermiştir kuluna, yaratmış dünyaya getirmiştir. Sonrası kendine ne yaparsan öyle olacaktır.
Yazara dönecek olursak; Sartre’de istediği şeyleri güzelleştirebiliyor muydu...
Belki de iç dünyasında evet. Özellikle de; Simone de Beauvoir’ı. Peki ya Beauvoir’ın kusursuzca güzel olmasından mı kaynaklanıyordu Sartre ile arasındaki aşkı? Yoksa Sartre Beauvoir’a güzel bakmayı mı biliyordu? Ya da Beauvoir, Sartre’ın duygularını mı güzelleştiriyordu?
Sartre’ın Beauvoir ile arasında olan kaçınılmaz AŞKTI.
Sartre hakkında bilgisi olanlar bilir. Ama Sartre için “Bağlanmak” kavramı yoktu.
Anlayamamıştım...
Peki ya anlayananız var mı aranızda?
Bir insan her baktığında aşkı hissettiği birine nasıl bağlanmaz?
Sartre neden Beauvoir’a aşıkken başka kadınları tanımak istemişti. Sizce?
İçimizde aşkına bağlanmayan var mıdır?
Ya da bağlanmadığımız birine aşık mıyızdır...
Aşk güzeldir.
Ya güzelleştirebildiğin için güzeldir, ya da aşkın seni güzelleştirmesine izin verdiğin için güzeldir.
Şimdi anladınız mı neden “Acımazlar Düşünürü” denirdi Sartre’a.
Peki ya sen, kendin bir acımazlar düşünürü müsün?
Kimsin? Kendin misin?
Bulabildin mi kim olduğunu?
Ya da kendinize ne yaptığınızı.
Sartre seni bilemem, sana neden diye soramam.
Yapmak istediğin gibi yaptığın için kendini...
Ama kendime sorabilirim.
Sen tek bir kişiye aşık kalmamış olabilirsin Sartre ama ben, tek çift göze ve o gözlerin güzelleştirebildiği her şeye aşığım.
Kendi yaptığım gibiyim...