Doğan Hızlan’ın dediği gerçekten çok doğrudur. “Kentleri kültür temsil eder.” Kayseri’mizi şehrimizin sınırlarından çıktığımız an ne temsil ediyor? Dışardan bakıldığında Kayseri’yi temsil eden şeylerden, birlikte anıldığımız şeylerden memnun muyuz?

 

İl sınırlarının dışında Kayseri, pastırma sucuk ve mantıyla birlikte anılıyor. Bozuk, çirkin bir kurnazlıkla anılan ticaret mantığı. Peki Kayseri bu mudur? Ben böyle bir Kayseri’yle birlikte anılmaktan son derece rahatsız oluyorum.

 

Geçtiğimiz gün Kayseri’nin belli başlı yazarları Muhsin İlyas Subaşı’nın bağ evinde bir araya gelmişler. Sohbetlerinin konusunu ise ağırlıklı olarak, sekiz ay gibi kısa bir sürede şehrimizden ayrılan vali Şerif Yılmaz döneminde, valilik tarafından yayınlanan 81 İlde Kültür ve Şehir/Kayseri adlı kitap oluşturmuş.

 

Toplantının içeriği hakkındaki bilgileri dünkü Hakimiyet gazetesinde Yüksel Kalkan’ın haberinden öğrendim. Toplatıya katılan isimler şunlar; Emir Kalkan, Bekir Oğuzbaşaran, İmdat Avşar, Ahmet İlhan, Vedat Ali Tok, Yüksel Kalkan ve Muhsin İlyas Subaşı.

 

Emir Kalkan ve Bekir Oğuzbaşaran, sözünü ettiğim kitabın eksiklikleri üzerine görüşlerini bildirmişler, bu tür çalışmalar yapılırken yazarların ve kültür adamlarının birbirleriyle iletişim halinde olmaları gerektiğinin üzerinde durmuşlar. 

 

Öncelikle şunu belirtelim ki, bir önceki Kayseri Valisi döneminde hazırlanan kitap, şehirle ilgili olmasına rağmen herhangi bir şekilde dolaşıma girmemiş durumda. Hatta bir miktar gizleme eğilimi olduğunu da düşündüren ipuçlarıyla da karşılaştım. Bu sonuca varmamın sebebiyse, böyle bir kitabın yayınlandığından fısıltı gazetesi vasıtasıyla haberdar olup, kitabı edinmek için Valilik ve Kültür müdürlüğüne giden yazarlara, kitabın buralardan verildiğini fazla duyurulmamasının istenmesine başka bir anlam verememem.

 

Geçtiğimiz günlerde, Kocasinan Belediyesi Hayrettin Oğuz’un Erciyes fotoğraflarından oluşan bir kitabını yayınlamış, gazetelere konuyla ilgili basın bülteni geçmiş, ardından bir tanıtım kokteyli düzenleyerek kitabı şehrin yazar ve kültür adamlarına hediye etmişti. Valiliğin kendi hazırladığı kitapla ilgili bu tür bir tanıtım yapmayışını da göz önüne alınca, gidip valilikten ya da kültür müdürlüğünden kitabı istemek aklımın ucundan bile geçmedi. 

 

Yine de kitabı görme fırsatım oldu. Büyükşehir Belediyesi’nin Yoğunburç Kültür evi kitaplığında kitaba rastladım ve üstünkörü göz attım.

 

Hakkını yememek gerekir, tasarımı, baskısı ve cildi gayet güzel olmuş. Kitabın künyesinde, yazıları, röportajları ve fotoğraflarıyla esere katkıda bulunanlar başlığıyla bir liste de mevcut. Bu listede adı geçen akademisyenler, gazeteci ve yazarlara bakılırsa kitabın belli bir hassasiyet gösterilerek hazırlandığı sonucu çıkarılabilir. 

 

Ama ne yazık ki, belki kitabın hacminin sınırlı olması nedeniyle, belki bazı dikkatsizlikler, iletişimsizlikler nedeniyle kitaba itirazların yükselmesi de anlamsız değil. Hatta şiddetli eleştirilerle karşılaşırsa haksızlık edilmiş de olmaz. 

 

Bu güne kadar, şehrimize yeni gelen valimiz, Orhan Düzgün’le ilgili tek satır yazmış değildim. Ama kendisi daha Ordu’da görevliyken adını zikretmiş olmamı hoş bir tevafuk sayıyorum. Ordu’da gerçekleşmesine öncülük ettiği Uluslararası Edebiyat Festivali’nin bir benzerini Kayseri’de de gerçekleştirmek için kolları sıvayacağını düşünüyor ve o günü bekliyorum. 

 

Sayın vali Orhan Düzgün’ün , Kültür Müdürlüğü’nün bu güne kadar ki etkinliklerine yeni bir soluk kazandıracağını da düşünüyorum. Belki Doğan Hızlan’ı Kayseri’ye de misafir eder, belki Büyükşehir Belediye Başkanı Mehmet Özhaseki’nin son yıllarda gerçekleştirmek istediği kültür sanat atılımlarını birlikte önemli noktalara getirirler. Doğan Hızlan’ın dediği gibi kültürüyle temsil edilen bir şehirde yaşayacağımız günleri görürüz. 

 

Pastırma sucukla, mantıyla bugüne kadar idare ettik. Bakalım birlikte anılabileceğimiz nitelikli bir kültür ortamı bundan sonra oluşur mu? Belki Kayseri’li işadamlarıyla yıllardır gerçekleştirilen Kayserililer Zirvesi’nin bir benzeri, şehrimizde veya başka yerlerde yaşayan Kayseri’li yazar, şair, sinemacı, tiyatrocu ve diğer sanatçıların katılımıyla Kayseri Kültür Zirvesi adıyla gerçekleşir ve yazarların bağ evinde yaptıklarını/yapmaya çalıştıklarını valiliğimiz ve belediyemiz gerçekleştirir. 

 

Böyle bir zirve gerçekleşse, kimler katılırdı (Hasan Kaçan’dan, Latife Tekin’e, Mustafa İslamoğlu’ndan, İhsan Eliaçık’a kadar bir çok isim aklıma geliyor), nasıl sonuçlar çıkardı diye merak ediyorum...