Bu hadisten de anlaşılacağı gibi ekmek bizim için temel besin kaynağı olmasının dışında inancımız gereği kutsal kabul edilen bir besindir.

Sokakta yerde bir ekmek parçası gördüğümüzde öpüp alnımıza koyar sonra kimsenin basmaması için yüksek bir yere koyarız. Küçüklükten beri ailelerimizden gördüğümüz bir davranıştır. kutsallığını , değerini burdan da anlayabiliriz. Hatta bir konu da İnandırıcılık kazanmak için yeminlerimizde kullanırız “ ekmek çarpsın “ deriz.

Gelin görün ki dilimizde ve inancımızda bu kadar kutsal gördüğümüz bu yiyeceğin israfından da kaçınmıyoruz.

Çöp kutularının yanı poşet poşet ekmek dolu. Her gün taze ekmek alınıp dünden kalan ekmek direk çöpe atılılıyor. Yemek yerken ufak bi parçayı doyduk diye bırakıyoruz oda çöpe.

Tüketiğimiz miktardan fazla fazla alıp direk çöplere atar olduk. Biz bu kadar israfı yaparken tabi bir de açlıktan ölen insan gerçeği var.

Yaptığımız ekmek israfıyla günde 5milyon ekmek çöpe gitmekte ve yılda 10milyon insan açlıktan ölmektedir.

Bizim bayatladı yenmez deyip çöpe attığımız ekmeğe muhtaç olan insanlar var.

Ekmek israfının önüne geçebilmek için öncelikle mutlaka yeterli miktarlarda ekmek almalıyız. Bayat ekmeklerin değerlendirileceği birçok nokta var. Bunlardan biri de bayat ekmekler yapılan tatlılar ve yemekler.

Ayrıca bayat ekmekle sokak hayvaları beslenebilir. İsrafın önüne geçmek adına bu yöntemler oldukça etkilidir ve en azından israfı büyük ölçüde önleyecektir.

İsraf hangi açıdan bakılırsa bakılsın kötü bir şeydir. Hem bireysel hem de toplumsal olarak boşa harcanan hammaddeler, boşa harcanan emekler, boşa harcanan nimetler demektir. Bizim gereksiz olarak gördüğümüz ya da fazla bularak aşırı tükettiğimiz herhangi bir şey belki de başkalarının temel ihtiyaçlarını karşılayabilir. Bir şeyi müsrifçe tüketirken ilk önce ona ihtiyacı olan insanları düşünmek gerekir...